Adını sormasam rengini bilemeyecek miydim
İnce sarı bedeninin
Denizine giremeyecek miydim
Masmavi gözlerinin
Düşlemlerimin karabasanı olmayacak mıydın
Ellerimin  kazıntısında
Düşümde bir güzel
O ne bilmiyorum
Bazen beyazlara bürünüyor
Bazen sevgilerle görünüyor
Bir an ruhu ruhuma doluyor
Sonra birden küserce soluyor
Edim Taşmadan
Söz aşmadan çukurunu
Sis dağıtmadan
Güz ağlatmadan ufkunu
Ne söylenecekse söyle
Bir çare...
Ben yanlış insana yâren olamam
Ben senden vazgeçerim
Ama seni unutamam
Ben yanmış hislerime teskin bulamam
Ben azdan çok biçerim
Orada burası burada orası
Orada burada ne fark eder
Yalın çizgiler taş  harabeler
Yolun uzaklığı daha başında beter
Daha başında mı biter
Merhaba taşlara elveda kırlara
Adacıklarını yaratmak değildi amacım
Bölünmüşlükler ortasında yalnızlığın
Yine de bir kişiye öykünüyorum
Bir şiire başında son verir gibi
Davetsizliğin  icabında
Davetin neden gerçekleşmediğine yanıyorum
Değil ve ya da hiçbiri   
Uzansam mı
Keşke koynuna
Yanına da değil
Altı üstü telefona
Delilikse delilik
Sabahın üçünde
Çölde serap görmüş bedevilik
Açık gözde uykular
Açık sözde uyuklar
Bitmeyen bir dans
Dinmeyen bir melodi
Dinmeyen bir yas
Bitmeyen bir komedi
Sönmeyen bir his
Dönmeyen bir sevgili
Bir şeyler kıpırdadığında 
Yüksek basınçlı sisli kuytularımda
Göğe yükselmek isteyen soluklarım
Genzinde kirli havayı daha bir hissederken
Dağınık bir biçimde
Rast gele sıkıştırılmış moleküllerim




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!