Bugün düşündüm de,şöyle derinden,
Varlığın olmazsa,kime giderim?
Dertlerim çoğaldı,gamlı yerinden
Sen gelip gitmezsen,ben ne ederim?
Ağlarım gülerim,içten gelirsin
Aydınlık diye,ecnebi yaşamı
Bağrımıza sokan eller utansın!
Vermeden alan bencil beyinlere
Almayı öğreten kullar utansın!
Gizlenmiş dosyaların apaçık militanı
Mor Eylül! ...çaldığın o gençliğimi geri ver! ..
*
Gazel dökmüş gönlümde,zoraki duran yaprak
Sana seni anlatan, o kalemin adıyım
Geçmişinin izinde, bu günlerin yadıyım
Çifte başlı kartalın, üçüncü kanadıyım
Yollarına vurgunmuş, koy adımı Erzurum
Bilmezler o nadanlar, kalbimdeki yerini
Ateşteyim,közdeyim
Bir nutfede özdeyim
Söylenmemiş sözdeyim
Alın kurban olayım
Ne sağda ne soldayım
Hayatı kendine yol eyleyen hüzünce
Karanfiller,yediverenler yol olsun sana
Gönlüm sana müştak olur sen gülünce
Hazan çöker gazel olur duygular
Sonsuz hayallere dalarım inceden ince
Beni bir ben bilmiyorum bir de sen
Seni bir ben biliyorum bir de sensizlik
Sensizliğin sessizliği boğuyor benliğimi
Benlik,senliğin onluğuna satılmış
Ah! Müptelam
Ruhumda bir hengame,
Gözlerimde derin ve sessiz bir fırtına kopuyor.
Gönül mahsun, suskun ve boğuk
Yitik duyguların ummana dönüşen damlası akıyor gözümden,
Merhametsiz bir çarklı geçiyor anılarımdan
Tüm geceler gebedir, çeker iple sabahı
Bazen beyaz olurlar, bazen giyer siyahı
Umut dolar yürekler, taze günün içinde
Kimi kovalar aşkı, kimi binlerce ahı
Vakit ayrılık derse; yüreğin dolar taşar
Her günde beş vakit seni çağırır
Hamlıktan pişerek, gel kıl namazı
“Müminin mîrâcı”, diye bağırır
Gönülden coşarak, gel kıl namazı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!