Dokunmayacak sözlerim bu gece,
Ayrılık denen kelimenin anlattıklarına,
Sinsice gelişini görmeyecek,
Sağırlaşacak kulaklarım.
Gülerek söyleyeceğim,
“Duymadığım bir şeyin etkileme gücü olmaz” diye.
Toprakla seviştim bu gece
Akmayan bir yaranın sulandığı yerden,
O beni aldı sindirdi
Aldı
Zihnimin içindeki küflenen serzenişleri
Berekete
Gecelerin uykusuzluğu ile yanan gözleri
Küçülmüş
Mor halkalar
Yüklendiği geçmişi hırsızlıkla suçluyor
Yalın halleriyle..
Ağacında sararan yaprak gibi
Kişisel süjemi önde tutunca
Senin güzelliğini göremedim.
Menfaat âlemine dalınca
Uslumu terk eyledim.
Yolumdaki engelleri temizlerken
Farkında değil miyim sanıyorsun.
Bir film mi yoksa bir ders mi sunduğun,
Kör mü olduk yoksa göremiyoruz.
Kaybettiklerimizi, pervazsızca!
Gün gün çöküşünü gözledim.
Griliğin içinde,
Buğulu gözlere saldım bugün kendimi,
Hasretinden kanamalarda derin yaralar,
Sesin kayaları kuşatmış bir ten,
Sen,
yazdan gitmiş gurbet acısı,
Sen,
Mağaralarda süzülen sarkıtların,
Sivri uçlarında
Masum bir su damlası..
Serinliğini verdiğin tenimde,
Isınan aşksın..
Birbirimize benzer yönlerimiz yok.
Ne benim sana,
Ne de senin bana,
Aynı su ve taş gibiyiz.
Su, taşı yontabilecek güce,
Yaşlı bir adam
Sessizce
Her gün onu kabul eden bankına,
Hayatını mırıldanırdı......(Selda Şensoy)
Bir bir düşünürdü
Yaşanmışlıkları
Gün yeni bir aydınlığa erdi,
İçinde bir çok sahteliği barındıran anlara
'Günaydın..' diyerek başladı sabah..
Yalanlar söyleyen iç seslerimizle doğrulduk,
Bize neleri yaptırdı ki; yalanlarımız.............Selda Şensoy
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!