Yar bildiğim
Can bildiğim
Gözümün nuru sevdiğim
Bir selamına ömrümü verdiğimdin
Yarama buladığım terimdin
Son demim sen demiştim
Ben ve sen;
Biz olarak çoğalıyoruz.
Aşkımızdan büyük ne var?
Vurgun yemekten asla korkma!
Bu yolda pişmanlık yoktur.
Yaşamdan vazgeçmek olur.
Tuttuğumda ellerini
Nasılda çiçek verdi erguvanım
Yıldızlandı güneş
Sarı hüzmeler düştü avuçlarıma sanki
Bekle Hayatla bağım
Küf kokan odadan çıktı henüz yürek
Ah benim türkü bakışlım
Bakışları gönlüme nakışlım
Sesin geliyor uzaklardan
Gel diye,
Buraların da yok ki tadı
Yoksun diye,
Umuda yol verdim
Gönlümün düşlerini ateşe attım
İyi niyetleri bir bir öldürme vaktidir şimdi
Sayısız yaprak dökmekte fikrimin ince gülü
Kısacık hayata uzun uzun acılar çekiyoruz şimdi
16Kasım16
Unutulmadı
Nafile gülüm bu çaba
Unutmadım hala
Kahır zifir mazgallı gecelerde
Say ki ağlamadım
Ağıtları zılgıtlara mesken tutmadım
Zamanım çok az.
Yolum kısa.
Ufukta vuslat var.
Bekletme gel.
Sen varsan eğer,
O an,
Yalancı kadınlar yüzünden şiir yazmaktan vazgeçtim
Sadece sen ol istedim
Sen buz dağının görünmeyen kısmıydın
Ben şiir diye seni seçtim
O gül cemalin uğrasın hele
Gönül pencereme
Yürek biraz daha sızlasın
Anlatırım derdimi dizelere
Selahattin Karataş
Yine sensiz bir güne başladım
Gün aydınlık ama ben karanlık
Işığımı aldın elimden
Ne tarafa dönsem,
Hangi yola sapsam da...
Bu kaçış hep sana




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!