Şehzâde, avuçlarım ter
Yorgun akşamüstlerinde hayatın
Dalgın, ufka bakan süvariler gibiyiz
Şehsüvâr olmaktan ümit kalmadı
Atları vurdular önce
Ve ardından yiğitliği gömdüler
Bir çağ başlangıcıydı
Çadırlardan saraylara gömülüp gitti
Sultanı ön saflara süren celadet
Hüzün kuşandı çeriler
Gittiler
Dönmediler.
Kafdağı’na ulaşınca harami
Büyüsü bozuldu tüm masalların
Gönlümüz kayıyordu Garbın hayallerine
Ruhumuzu hayranlık denizinde boğuldu
Efsunî bir hüsranla kirlendi her yanımız
Surlar düştü bir bir
Öfke çiçekleri yeşerdi kapımızda
Oysa gülle donatırdık, gülmeyen çehreleri
Gül’dendi tek saadetimiz
Şehzade, bilemedik bu mülkün kıymetini
Senden sonra gül açtı, biz dikene sarıldık
Hüküm günü hükmetmedik yolunca
Gün geldi, dünden beter
Bin parçaya bölündük
Şehzade, işte göğsümdeki bu sızı
Sina’ya Yağmur yağdığı günlerden kalma
Özlemiyle kor gibi yandığımız Sevgili
Yolumuzu çizmişti
En önde kutlu adım
Yine attan inelim
El pençe divan, ardı sıra bir ordu
Süküt edelim, O konuşsun.
Kayıt Tarihi : 18.8.2008 22:33:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!