Bendim o gözlerinin içine bakıp da gülen
En güzel gününü mahveden
Gerçek bir masaldı sanki
Üzerimden gelip geçen
Meğer her şey yalanmış, her şey eski
Martılar geçiyor bugün aklımdan
Bir balık alıp ağızlarına kaçıyorlar
Akbabalar geçiyor aklımdan
Leşimi parça parça bitiriyorlar
Aklımı kaybettim istemeden bugün
Başlığı olmayan yazılarımdan biri…
Konuştukça korktuğum günlerden biri;
Daha hiç yanmaya,
O ateşle kavrulmaya bırakılmamış,
Kiremit rengi eski bir şömine;
Yalnız kaldım usta bugün de
Yalnız…
Ayaklarım hareket etmeye aciz
Ellerim koltuğa kenetlenmiş
Bir resim karşımda duruyor
Gerçek düşler görünür gözüme akşam olunca
Sen ve daha fazlası içine saklı bir aldatmaca
Küçük ama yettiğince büyük
En çok bildiğim kadın kadar anaca
Bildiğim kadar eski
Bilindiği kadar küf kokulu
Amaçsız bir kaderin en ağır periyodu
En kızmışçasına
En öfkeyle kardeş
Sapa bir yol kadar öksüz
Ve onun baharat tazeliğinde
Kaldırımlar yüksek bu şehirde
Ve uzanabildiği kadar evlerin içinde
Güneş batmadan yanar cinsten sokak lambaları
Aydınlatılabilmesi zor sokakları
Köşe başlarını aydınlatmaya çalışan sokak lambaları
Bir dünya savaşı daha başladı,
Beynimin tam orta yerinde,
Meğer ne kadar büyük bir meydanmış,
Kaybediyorum hücrelerimi parsel parsel.
Bitmek bilmeyen,
Ucu bucağı belli olmayan,
Bazen oluyor bunlar
Ateş
Baş dönmesi
Halsizlik
Arada çarpıntı oluyor
Bazen de duruyor sanki kalbim
Sensizlik kadar acıtıyordu sessizliğin
Ben sana her anımda koşarak geliyordum
Ama sen haykırırcasına, susuyordun
Gözlerin bazen git der gibiydi
Diğer anlar da çok daha güzel
Nefes alırcasına içten içe
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!