Elimden tutsan, diyar diyar gezsem ordan,
ardına saklansam, ah, bulamazlar beni ordan.
Bir şarkı tuttursam, yalnızca sana yazdıklarımdan,
ve bir şiir olsam ben, onu yalnızca sen okusan.
Hoş bir esinti olsam, içimi doğrudan sana açan,
İçimde yarım kalmışlığın portresi,
her yanımdan dibe çekiyor beni.
Sonsuz ihtimaller, aptalların geçit töreni;
renkler siyah-beyaz, ruhumda ölü şair izleri.
Yıldızlı bir geceydi,
gözlerimde kurumuş yaşlarla.
“Soraya,” dedi adam,
“böyle gecelere onlar öyle söylermiş Farsçada.”
“Soraya’ya çiçekler,” dedim ben de,
Gazel düştü kederle, Eylül yaprağın ölümünü seyre dalıyor.
Vurgunum şimdilerde, kalbim kayıp parçalarını arıyor.
Gerçekliğin sırtı dönük, üzeri şefkatle örtülüyor.
Yeryüzü şeytanları düşen maskelerini takıyor.
Acelem yok şimdi, zaman tersine akıyor.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!