Hırçın dağların üstüne yağan
Beyaz ve narin kar taneleri,
Nasıl da masum bir katil.
Saçlarına değiyor mu acaba
Bu şehrin karanlık gecelerindeki gam?
Ağlamaklı oluyor musun sokakta gülüşen çocukları görünce?
Bilirdim, imkansızlık sevgisiydi benimki.
Ben kara kış iken, sen bahardın.
Ben sonsuz gece iken, sen gündüz.
Sana olan sevdamı çıldırmışçasına haykırırken dilim,
Gözlerinin hayaline dalardım.
İsmini duyunca bile irkilirdim.
Havalar tekrar soğudu,
Dostlardan kalan son hatıraydı,
Kırık telefon camından okuduğum mesajlar.
Odamdaki cılız hayalet bile uğramaz oldu.
Hayal miydi bilmem ama
Şairin elindeki soluk kalemi bile özledim,
Geçti eylüller, ekimler,
Kasım da bitti ya.
Yeniden büründü beyaza,
Gelinlik misali bu şehir.
Şehrin soğuk sokakları,
Kahrınla dolsa da bağrım
Nefretin sarsa da beni
Gönlün olsa da başkasında
Sakladım ismini şiirlerimde
Ümitlerimle bilenmiş yüreğim
Sefil bir yolcu, yolda kaybolmuş,
Nereye gittiğini bilmez artık.
Hayatın yükü omuzda taşınmış,
Bir mum gibi erir, biter, yazık.
Elbet sona erecek bu fani yol,
İçimdeki fırtına dinmez
Sarıl bedenime kara toprak
Kalbimdeki çığlığı duyamazsın
Yorgun bir ruh senden ırak
Gökyüzünde yıldızlar ağlıyor sessizce,
Bir ömre sığdıramadığım hayallerimle.
Nidalarım yankılanır suskun sokaklarda,
Üç günlük dünyanın son günündeyim,
Seninle yanı başımda.
Belki bilmezdin beni
Uzaklardandı iç çekişlerim
Gülüşünde hep attı kalbim
Yine hüznünde dağlandı yüreğim
Dedim ya bilmezdin beni
Ve kimse bilmezdi seni
Mesele neydi?
Sadece bir çiçek miydi?
Verilmeyen değer miydi?
Gösterilmeyen özen mi?
Dilin varıyorsa, söyle neydi
Yorgun gözlerden akan yaşın sebebi?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!