Anlatması imkansız olan bazı duygular vardır.
Benim hissettiklerim aşktan da
yakınlıktan da öte bir şeydi.
An geliyordu senden başkası dolduramıyordu yerini.
Zaten öyle olsaydı mütemadiyen seni düşünen,
sürekli yolunu gözleyen biri olarak bulmazdım kendimi.
İrademin olanca kuvvetiyle bastırmaya çalıştıysam da
bu nihayetsiz duyguları, olmadı, başaramadım!
Sen benim üzerine titrediğim,
sen benim vazgeçemediğim...
Ne diyeyim?
Sana ne diyeyim?
Şimdi yön bulma zamanı.
Bir ayna tut zamana bir sır söyle geceye.
Söylemek istediklerin öyle boşlukta sallanıp durmasın.
Çöz dilinin bağını!
Elini yüreğine koyarak söyle!
Ben hayatının neresindeyim?
Kaçıncı sırada?
Hani bazen hissedersin ya olacakları
ve bunu hissettiğin halde önüne geçemezsin ya
işte tam bu noktada isyan ediyor bedenim
tam bu noktada var gücüyle kalbimi hırpalayan sözler
içimde bir nefreti uyandırıyor!
Senin yüzünden kendime kızıyorum.
İnsanların hakikatlerine gereksiz bir davetti bu.
Duyguların iflasını ben mi istedim?
İnsanların gerçek yüzünü görmeyi ben mi istedim?
Kalbimden dilime yol alan soruların hepsini
bastırıyorum
ama hafızamdaki resimlere mani olamıyorum.
Ben seni öyle bir yere koymuştum ki,
bariz bir surette güzel olan her şeyden biraz birazdın.
Sağlam bir kale gibi durmadım mı hayatında?
Hangi şeytan fısıldadı kulağına?
Hangi kaldırımı bozuk yollarda kör oldu gözlerin?
Bir anlık yöngü desen de adına
bir anlık kösnü uğruna
gelişigüzel savrulmamalıydı sözlerin!
Savrulmamalıydı!
İnsan sarrafı mı?
Sen olabilirsin ama ben hiçbir zaman olamadım.
En tabii en sağlam dediğim hüsrana uğrattı beni.
Ömrümde kaç defa yanıldığımı bir ben bilirim
bir de Allah ama bu defa
yanımdan gelip geçenleri göremiyorum.
İlgisiz kaldım desen,
ilgiye bu denli susuzluğunu anlarım
ama anlamsız ilişkiler içinde nasıl esir olur bir insan?
Nasıl esir olur?
Neydi bu ruhundaki doyumsuzluk?
Bu çözemediğim sır noktası...
Kahrolduğumu göremedin mi?
Kalbimi yerinden söküp karanlık fezada boşluğa bıraksaydın da ben de kayıtsız kalabilmek için
bu kadar çaba sarf etmeseydim!
Bu kalbimdeki zaaftan kurtulmak için ne dualar ettim...
Hüznümü bırakacak bir karış yer bulabilseydim
bir karış yer
belki içimdeki zehirden de kurtulabilirdim.
Sanki basit bir cümleymiş gibi:
"Bu hayatta kimse vazgeçilmez değildir."
dediğini duyar gibi oluyorum ve üzülüyorum.
Başkalarının hayatı üzerinde
kim bilir bu cümle ne yürek yangınlara sebep oldu.
Yalnız bilmediğin bir şey var:
Hayatında olamamak silah yarası...
Bu ardında bıraktığın yığını neden görmüyorsun?
Acılarım bilmediğim bir evrene giriş parolası...
Ne kadar zaman oldu
ve daha ne kadar zaman olacak bilmiyorum...
Bu bilinmezlik yüreğime vurulmuş üzengi çekici.
Unutmaki yürekte mor çiçekler,
usta hatıralar bırakan her şey kalıcıdır.
İsterdim süslü cümleler döşeyim kelime öbekleriyle,
yitirmeden önce...
Senden sonra tüm şiirlere pranga vurdum.
Zamanın savrulduğu yerde kendimi buldum.
Geriye benden kalan ruh kekici.
Daha bitmedi benim öyküm
ama her insan fani, her insan geçici...
Birgün benim de ismim yitip gidecek,
bir musalla taşında
dillerden döküleceğim hatun kişi niyetine...
O gün benden razı olman,
hakkını helal etmen dileğiyle…
Bir zamanlar bir zincir var demiştim;
her halkası güven, her halkası sevgi demiştim...
Bu zincir birgün koparsa
sebebini pasında arama demiştim...
Bu alaşımı içten çürütüp
sebebini dışında arama demiştim...
Kayıt Tarihi : 4.8.2020 11:18:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Sitem, isyan, aşk, özlem, gözyaşı... Tüm yolların denemesi...
Ama yollar duvarla örülü...
Engellilerde nasıl geriye dönülmüyor ve kader böylemiş deyip kabulleniiyorlarsa aynı şekilde asla kapanmayacak bir aşk yarası...
Realitelere, çözümlere bakmalı.
Allah yardım etsin
Tebrikler...
TÜM YORUMLAR (1)