Ah! İstanbul
Hem merak ettiğim,
Hem korktuğum şehir
Alabilir mi? Seni benden
Bana bakan o güzel gözlerinin,
Dikkatini çeker mi?
Veda vaktidir yaklaşmakta olan,
Bir mahkum kaçak gibi,
Boşalır gözyaşlarım bağrıma.
Kaldım bir dağın yamacında.
Aslın da ben değil…
Zavallı bir vedadır ağlamakta olan.
Ağır bir bakışa yandım,
Kahır içinde zaman
Mevsimsiz göç havasındayım.
Çaresiz…
Çeviremedi dilimi hiçbir terçuman
Sen çekip gitmek istersin yüreğimden,
Ben senin gülüşünü görmedim hiç
Bir güle bakarken duruşunu
Yıldızlar gibi yanan gözlerini
Yanlızça bana bakarken ışıldayan
O güzel gözlerini görmedim hiç
Sanki çok özel bir davette
Bu gece sahraya daldı gözlerim.
Annesinden ayrı bir çocuk gibi çırpınırken,
Karıştı çöl fırtınalarına gözyaşlarım.
Kumları sel oldu çağladı yalnızlığım.
Ve hiç yanımda olamayan,
Yalan hayatım,
Aşk Günah Olmalı
Ne kadar söz varsa aşka dair,
Hepsini sen katlettin şair
Evet, bir aşkın kiralık katilisin sen.
Bencildin cinayetini işlerken.
Ağlasam aldırmayacak nasılsa
Mademki vakit gelmiştir…
Susturdum dünyayı seni dinliyorum.
Sen konuşunca…
Siyah bir yağmur yağıyor kaldırımlara,
Dudaklarından zahmetle çıkan,
Sözlerine karışıyor.
Her nereye teslim ettiysem ruhumu,
Yutuyordu beni karasızlık çamuru
Bitmeliydi parmaklıklar ardında geçen,
Seyre daldığım âlem.
Yalanları akşam esen rüzgâra bırakırken,
Küfreden ağzımı
Gazze de, yorgun bir sabah,
Ayarında olmayan bir güneş doğuyor.
Ezanları susturulmuş,
Uyku bile nöbet tutmuş.
Ölüm dahi yetmemişti
Gazze çocuklarının güzelliğini silmeye,
Gri Meydan
Bir yorgunluk çöktü vicdanıma
Büyüklüğün yüzünden yerlerdeyim şimdi
Gardım düştü, silindi dünya
Gri meydan hazırdı.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!