Yârenime Şiiri - Adem Bayraktar 2

Sayfalar boş kaldı, güzelim evet
Karakalem parmak ucunda
Satır başı araladım gözlerine, karam
Gecenin karanlığında hilal gözlerine
Anımsatan bir gülüş veya tebessüm
Esmerim kâram alem-i ruhum
Dahi ebedi güneşim,sâram
Bir dal sigara, ele avuca sığmaz
Esmerim,tenin kızardı gamzelerin
Bir umuda filiz yeşerir gibi ,emsalsiz

Bahar'da yalancı yarim, gölge günde
Soğuk ama bir o kadar da gönülcü
Hanımefendi merhabalar,der ki
Müsait bir zaman diliminde size
İltifadiyen şiirlerimi söylemek ister
Der ki düşmüş bir belayı aşka
Dedi mahkum olan bana avukat
Gelmedi yardan haber vazgeçerim
Cevahirinde kilitli anahtar avukat
Ben, mahkum ona hükümlü kutu
Arasan bulunmaz eşi emsali
Aşkına düşeli mecnun misali
Tanımak, tanışmak her alemde
Yüzü ay kadar parlak güzel kadın
Masallar diyarındaki anlatılmayan
Asıl aşık kişi,evet sen güzel kız
Sevdanın her bir hücresine selam
Seni seviyorum diyenlere selam
Bulutlar üstünde papatya düşü
Beyazlık içinde kırmızı güller
Cennet bahçesinde ki çeşmeler
Zümrüt ile işlenen yakut gibi
Göz kamaştıran özünde saf
Bir beyaz perde ardı arkası
Yanıma gelmediğinde rüyalarıma beklerim
Anılarımda yalnız sen film şeridi
Solda şeytan sağda melek
Günahlarım ile sevaplarım
Sana bakan hayran gözlerim, aşk
Hüzün ile elveda diyen ruh, çiçekler
Her semada istediğim, arzuladığım
Yedi sema,yedi kat her kapı arası
Düşlerim bir buse ile dudaklarını
Kızıl kızıldan öte dudakların, sarhoş
Belki nispeten de olsa unutturmak
Masalın diğer yüzü gibi öpmek aşkı
Her an her saniye dakika dakika
Yüz hatların belirir gözlerimde
Zamanın eseri sadece bana uğradı
Güzellik sende ebedi kaldı
Dört mevsim dört dönem farklı
İlk bahar güneşte yaz, gölgede kış
Yüreğim aşktan tutuşuyorsa, yaz
Bir gün aklına gelecek olursam, bana şiir ısmarla Eylül’ü konuşalım sohbahar'da
Ruhum kar yağışını seyrediyor gözlerinde
Belki de şuurum yersiz, soğuktur
Bir vapur iskelesi, karanlıkta fener
Rüzgar esiyor güneşin sıcağında
Dalgaların sesi,deniz kokusu,sen
Tekrar ve tekrardan satır başı,kâram
Bağırarak haykırmak istiyorum

Sen benim görmek için, bakmaya gerek bile duymadığım ezberimsin