Sen yinede git!
taşacak sandığım maviliklerim kuradı nasıl olsa.
Hiddetimden kentler yıkılır,
kahır birikir,çığlığında yırtılan...
Oysa olacak sanılarım yanılgılıdır en baştan,
İki dünya boyunda,deprem artığı; avuçlarıma gömdüğüm,
Gecedir...
Sağılır sevda ak yüzünden,
Derin koylarında ömür okyanuslarının.
Hezimet sonlu öykülere adreslenir serim
yitirilen ve yitirilecek olana...
Oysa,
Rüzgarı savruk bir dağın ardısın sen...
Koynunda deniz sırtında orman ve gözlerinden kayan yeni bir armağan; dido nana
Şimdi bütün gitmelerin susmaya dinmiştir,felaket anlara bürünmüştür
sinmiştir...
Yine sığınacak ten arıyorken ölüm kapılarını açık tuttun
ıslak bir şeyler üşütüyor ardını
Dünden eklemli suskunluklar,
kül ve kar yakışıyor bu kentin kaldırımlarına...
Camların buğusunda alın çizgileri yüreğimin,
bir de duman kokusu...
Avuçlarımı üşüyen ellerine al
Katarından kopmuş bir vagonun kör aksak yolculuğuna benzer gidişlerin...
Hep bir şeyler kırılır, hep birşeyler dökülür, ölür.
Şimdisiz kanamalar hikayelenir avuçlarımda,
akortsuz sabahlar doğar devasız sancılarla,
oysa,
durmadan mavilenen bir gök akardı geceye
Yitik ses ezgimde,hüzünbaz bir eksiklik.
İlk an...
Getirisi acı olan,
Ancak yağmalanmış kentlere yakıştırılır sonrası.
Göğün ve yerin şaştığı...
Ama izbe olan.
Hala “Özlenen” Olan
Hep yeniden başlamak için bu kıyılar,
tenin ıslaklığında
'Haydi dedim yüreğim gidelim bu şehirden bu şehir
koparmak istiyor beni özlemlerimden'
Çünkü yaşanmıyor,katmayınca anlamına kendini özlem,
ve dokunmayınca gül rengi yanağına göğümün yağmurunun,
serilmeyince gözlerin kuytularına karanlık yalnızlığımın...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!