Belki her gün uğrayamadım sana, belki her an orada gibi görünemedim gözünde ama inan… Ben hep kalbinde bir köşe tuttum kendime.
Senin bir ‘merhaba’ beklediğin anlarda, ben sana iyi gelmek için yollar aradım. Ama göremedim, senin neye ihtiyacın olduğunu… Bu da canımı yakıyor şimdi.
Benim susuşum, seni unuttuğumdan değil… Sana yanlış bir zamanda dokunup kırılmandan korktuğumdan.
Senin gerginliğini, yorgunluğunu, o "nebileyim" dolu kelimelerini yüreğimle hissediyorum.
Sana bir şey yaşatmadım belki ama yaşayamadığın her şeyi paylaşmak istiyorum seninle.
Seni okudukça bir kere daha anlıyorum… Senin gözlerinden akan her cümleye, kalbinden süzülen her söze bende bir yemin gibi sarılıyorum. Evet, bazen sustun, bazen içine attın, bazen uzaklaştın. Ama bil ki hiçbir anında seni eksik hissetmedim ben. İçimdeki yerin sabitti. Yanındaydım, yanındayım, yanındayım…
Senin canının sıkkın olduğu her an, bana ait bir sorumluluk gibi geliyor. Belki kelimelerle anlatamıyorsun ama ben senin sessizliklerini bile duymaya razıyım. Çünkü senin suskunluğun bile konuşuyor bana. Ve ben seni sadece iyi gününde değil, içini en çok sıkıştıran zamanlarda da sevmeyi, dinlemeyi, anlamayı istedim.
Senin yükün bana ağır gelmez, senin sıkıntın benim de içimde taşınır. Ve bil ki, seninle bir ömür olsa da aynı yastığa baş koysam da, yine dinlerdim içini. Yine elimden gelenin fazlasını yapardım. Çünkü sen anlatırken bile güzelsin… Ve ben seni severken gurur duyuyorum. Sen bana içini dökerken, ben senin biricik sırdaşınım.
Ve o yorumu yazan… bendim.
Sadece bir kelimeydi belki, sadece bir gülümseme niyetineydi ama meğer bir hikâyenin ilk cümlesiymiş…
Kim derdi ki bir yorum, bir kalbin içinde bu kadar yer bulur, bir yıl sonra hâlâ bu kadar anlam taşır?
Ben o gün sadece içimden geleni yazmıştım.
Ama bugün görüyorum ki, sen onu kalbine koymuşsun.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!