Karanlık odanın ranza dibine saklandım
balgamlı öksürükler işitiyordum
kocaman ayaklılardan
cinlerim korudu beni
soğuk zeminin neminde
kadınların feryadı cehennem sesiydi
bebeklerin ağlayışını kim durduracak
meme uçları kurumuş
annelerin teni hüzün kokarken
silahların kabzası oldukça sıcak
çürümüş soğanlar kilerde kokuyor
bir kabustan uyanıp diğerine sıçrarken
uyanmak için damdan mı düşmeli
sarı civcivi bisiklet çiğnedi
çok uzaklarda hüzün yorganına büründüm
naaşa serilmiş ölü gibi göründüm
gözlerimi yummuş da olsam
kulaklarımı tıkamış da
görüyordum mavi denizi
işittiğim seslerin tizi
dümdüz ovalar balçık çölüdür
su birikintileri gözyaşı gölüdür
sonsuzluğun borusuna sıkışıp kaldım
sürünüyorum ışığa doğru
yaklaştım, dedikçe nevrim kararıyor
umut hülyası nefesimi yoruyor
her hatıra beni bir başka ben kılıyor
bu adam nasıl o çocuk oluveriyor
aklım almıyor
Kayıt Tarihi : 24.10.2025 12:42:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!