kilidi kırık bir sandukanın ağzı tükenmişlik
içi noksan sevgilerin ilenti tebessümünde
incinen yetimler gibi üzbe
nefes alışverişlerim
dip yorgunlukların kırma sedeflerinde arınan yoksunluğun
sefer taslarında sıcak tutulan harlanmış açlığımın
son yolculuğu olacak
bu adımlarım
sevdanın gizli öyküsünü duvarlara anlatan
suyun son hırçınlığı olacak
b-elimi büken
ölesiye bıkkınım gizli sevdaların
karanlık aşk arayışlarından ve dibe vuruşlarının
ses yankısından
ey! ellerimin kıyısız derkanarlarına
sürekli sürekli oturum açan serkeş ölüm
perişan hallerimin
tuğbası mısın
gör yaralandım
katlimin kötürüm başarısızlığından
şimdi kanımı içen günlerin aymazlığında
boşa direniyorum gözyaşlarımın
tavsız bahçelerinin toy
acziyetinde
benimle doğan benimle batan güneşin
ayak dirençlerinden sağ çıkamayan ah! abdal gönlüm
kanla bilenmiş
yağmurlarla taranmış bandanalarımın
pembe puantiyeli öykülerimin sancılarını
kör kuyulara sağır sansarlara
dağıtmaya hazırım
ölümümün kimliksiz yazıtlarına el açan
burnu kopuk toprakların sararmış zamanın
kesik dillerinden ince ince sızan ağrıyla
vurulmaya hazırım
ey! yaşam gördüm
nice sevdaların beleş yangınlarını
gördüm ölümlerden yaralı dönenlerin kıyımların içler halini
labirent boylarında gizlice soluklanan aşkın
şımarık oyunlarını
iflah olmaz
kalbim dayanmaz artık bu serkeşliğe
testereyle doğranmış vakitlerin tel kıvrımlarının
iğneli sıcaklığına
ve
ciğer üşüten rüzgârların kurşunlanan rahminden
çığlık çığlığa doğan ölü ruhlara
kefen biçmeye
bundan sonra
sandukadan çıkan tüm ölü aşklarım tüm ölü sevdalarım
-Ra hükmünde kıymetli olup Mısır Krallığına kadar gidebilir
...........
1911202401:54
Ayşe Uçar
Kayıt Tarihi : 19.9.2025 22:58:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!