Bir sancak dalgalanır gecenin sessizliğinde,
yalnız rüzgâr bilsin ne dediğini.
Yıldızlarla konuşur,
ayla susar.
Çünkü bu sancak,
bir duanın gövdesidir artık.
Ey ecdâdın kanıyla yıkanmış renk!
Ey sabrın, şehadetin, vahyin sesi!
Sen bir kumaş değil,
kalbimizin göğe açılan yakarışısın.
Yürüyor bir ümmet,
sancağın gölgesinde;
kimi dizinde yara,
kimi omzunda yetim.
Ama hepsi,
secdeye eğilmiş bir bakışla bakıyor ufka.
Çünkü bilirler:
Zafer, duayla başlar.
Ve dua, sancakta mühürlenir.
Sancağın uçlarında
bir "amin" dalgalanır.
Bir şehidin son nefesi,
bir annenin sessiz sabrı,
bir çocuğun gözlerinde hâlâ saklı olan oyun…
Hepsi yazılıdır orada.
Ey Rabbim!
Bu sancağı
yalnız rüzgâr değil,
rahmetin taşısın.
Bu ümmeti
yalnız zaman değil,
vahyin nuruyla yoğrulmuş kalpler taşısın!
Çünkü bizim son duamız,
bir sancağın kalbine kazındı:
“Ya Rab,
bizi affet,
ve bizi dirilt,
ve bizi Seninle yürüt…
Ahmet Nejat Alperen
Kayıt Tarihi : 17.4.2025 21:08:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!