Sana 2
Yoruldum gitmelerin şiddetli Newroz’larından.
Statik aşklara kalmalı suskunluğum,
durağan ırmakların serin sularına —
kelebek dokunuşu.
Nur yüzlü dilberler geziniyor kaybettiğim şehirlerde;
akıbetini arıyor doğmamış çocuklarım.
Sabrıma bir kırbaç, bir kırbaç daha.
Hayvansal iştahlılara veriyorum bekaretini, insanlığımın.
Üç şişe şarap koydum masama;
masamda sana ağlayan gözlerimi mimleyip,
her şeyi boş vermiş tanrılara isyan olsun diye,
çıkardım yüreğimin et parçalarını —
meze ediyorum sana adanmış kanlı sofraya.
Üzgün bir çiçek kokusu taşıyor solundan bana gelen rüzgâr;
tel tel saçından tanır seni ellerim.
Gözlerim olmasa ne yazar.
Meşin top peşinde çocukların boncuk terleriyle sıklaşıyor
hüznün kudurmuş azgınlığı;
yağmur kaçıran mazgallara veriyorum en mavi ıslığımı.
Bir saka kuşu anlatabilir hikâyemi.
“Sen gel,” diyorsun delicesine —
ama ben kalıyorum bu kayıp şehirde...
Kayıt Tarihi : 3.11.2008 13:46:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!