Sana sesleniyorum ey sevgili
Senki şu önünü görmekten aciz gözlerimde tüttün, nemlendin, iki damla buhar oldun
Karıştın efkar dolu sigaramın dumanına, göklere yükseldin, gri mavi bulutlarla buluştun
Sensizliğin daracık gırdabında içim hasretinin ateşiyle yanıp tutuşurken cayır cayır
Yokluğunla körükleyip durdun kalbimi, yakıp kül etmeye şartlanmış cehennem ateşinle yaktın
Sonra bir sonbahar günü iki damla yağmur oldun, yağdın üstüme, yine sen söndürdün o ateşi
Her şey yerli yerinde; havuz başında servi
Bir dolap gıcırdıyor uzaklarda durmadan
Eşya fışkırmış gibi tılsımlı bir uykudan,
Sarmaşıklar ve böcek sesleri sarmış evi.
Her şey yerli yerinde; masa, sürahi, bardak,
Devamını Oku
Bir dolap gıcırdıyor uzaklarda durmadan
Eşya fışkırmış gibi tılsımlı bir uykudan,
Sarmaşıklar ve böcek sesleri sarmış evi.
Her şey yerli yerinde; masa, sürahi, bardak,