Düşmeye gör birkez... düşerken ben o sıcacık dostluk yaygarası koparan ağızlara
ve her birini yıldız sandığım yüzlere baktım... ağızlarından çirkef akıyor, yüzleri gayya çukuru gibi kan irin kokuyordu... ay ise yıldız şamatasına kapılmış suskundu...
Öyle olması gerekiyordu... öyle olmasını ve hangi menzile koşuştukları belli olmayan, varlıklarını çevrelerine göktaşları atmakla sürdüren ölü yıldızların
meteor saldırılarına hedef olmamasını istiyordum. Saldırıların kaybına ay'ı ortak tutamazdım.
Susstum...
Kaf önce hafif hafif düşüyorsun sonra
kızıl kızıl dağılıyorsun elimde kalıyor iki nokta
atıp kırmızı bir gül kalbimin tam ortasına
kaçıyorsun mevsimlerden mevsimlere
tahtı çalınmış bir padişahım oysa
kayboluşunu arayan hesapsız yolculuklarda
Devamını Oku
kızıl kızıl dağılıyorsun elimde kalıyor iki nokta
atıp kırmızı bir gül kalbimin tam ortasına
kaçıyorsun mevsimlerden mevsimlere
tahtı çalınmış bir padişahım oysa
kayboluşunu arayan hesapsız yolculuklarda