Ben seni soğuk kış gecelerinde bekledim.
Her seferinde uyuyakalsamda hiç vazgeçmedim senden.
İçim dondu titredim ama ben hep seni bekledim.
Her akşam üşüyerek saf tutardım pencerenin arkasında.
Bilirdim gelirdin hep aynı saatlerde.
Sokağı baştan sona kolaçan eder çeker giderdin.
Elveda koca şehir gidiyorum hoşçakal
Kaçıyorum senden seninde bildiğin gibi
Belki sana bir veda için erken olabilir ama
Sende kalmak içinde artık çok geç
Nefesinde boğulur oldum son zamanlarda
Ağlayamaz yutkunamaz oldum sende
Gel güzelim bir oyun oynanyalım seninle
Adını evlilik oyunu koyalım
Başrollerinde sen ve ben
Ben damat olayım şakacıktan sende gelin ol
Öyle başlayalım bu oyuna
Nikah masasına oturalım ilk başta
Tek düzeydi hayatım benim, en bilindik hayat hikayelerindeki gibiydi.
Bir ailem vardı benim. Çocuklarım, eşim, annem ve babam
Birde çok yorucu olmasada değişken zamanlı bir işim.
Evde olduğum günlerde sabahları erken kalkarım.
Çocukları hazırlarım, yedirir, giydirir, okula yollarım.
Sonra ev işler, çamaşırsa çamaşır, bulaşıksa bulaşık.
Güzel olan herşeyi severim demiştin ya
Gönül isterki bütün istediklerim olsun
Bütün güzellikler beni bulsun
Gönül bazen doğrulara bazende yapılan yanlışlara yenik düşüyor
İstemesede boyun eğiyor gerçeklere
Gönül kapısından içeri giremeyenlere dost kapısını açmaktır esas olan
Nerelere gidiyosun sen sessizce
Aklım çıkacak oluyor seni düşünmekten
Her güneş battığında ayrı
Hergün tan yeri ağardığında
Ayrı bir umut oluyor benim için
Umutsuz olmam ümitsiz kalmam
Oy gülüm gönül gülüm
Dört mevsim solmayan gülüm
Sensiz olmak gelir bana ölüm
Oy gülüm seni sevmek bana zulüm
Çiçek değilsinki kurursan kaldırıp atayım
Bir açar bir solar gibi
Mapusluk olurum her yokluğunun ardından
Öözlerin parmaklık olur ardına alır beni
Sen de anla tutuklunum esirinimi
Gönlüm gönlünde mapustur ebediyen
Her gece umutlarımı bitirsemde gözlerimi kaparken sana
Lal olurum susar bedenim sana
Otuzdört yaş son gönül yarası.
Gençliğin dem hali
Delikanlı yaşların son zamanları
Coşkun duyguların durulduğu an
En olgun aşkların yaşandığı yaş
Güneşin tepemize dikilmeden önceki son hali
Biçare kalmış minik yürekler kavruluyor sıcaktan.
Toprak bile yanıyor indirmiyor anneleri kucaktan.
Kurumuştu zati çok eskiden gözlerindeki su
Tek tek yitiyor çocuklar kara kıtada zor bulunuyor su
En güzel dua olsa gerek bir yetimin ettiği
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!