vücuda gelmeli her ne düşünülmüşse
olmalı bir yerlerde devamı yaşananların
bulmalı bestesini her ne söylenmişse
kayıtsızlık…
göreceli ve mutlak kayıtsızlık…
bebeğin elinde ayna
bebeğin gördüğünü kimse bilemez
şimdi toprak kayıp da bir yardan
güneşli bir gün.. tatlı tatlı öten kuşlar
yüzü güleç göğün ve insaflı rüzgar
köy yolunda çocuklar neşeyle koşar
toplamada şimdi yemişini ihtiyar
ne güzel yıldın bin dokuz yüz seksen sekiz
sözler ve bakışlar ibadet gibi aziz
akşamlar ışıl ışıldı kalpler tertemiz
bulutlarımız vardı göklerde lekesiz
şimdiyse maziden kalan yalnız birkaç iz
resimler, hasret… ve hala şiirsi deniz
ve biz…
biz dostum
bunca yıldan, yoldan sonra…
şimdi bir okyanus kenarındaki fotoğrafımızda
neşemizdendir düşük yüzümüz
hüznümüzden gülümsüyoruz
her sabah arşınladığım yolu okulumun
akşamları fırından aldığım taze somun
ve titreyen ateşi geceleyin mumumun
hepsi hepsi rüya olacak bir sabah vakti
kısa hayatım gözümün önünden geçecek
bahis sensen
kalem kırık, dil lâl
cahilim, nasıl denir, nasıl edilir?
sessizlikler alır beni
kararır odaları dimağ evinin
mümkün mü tasvir?
taş merdiven, kızıl yapraklar
her adım züldür, yürünmüyor bu yol
sona mı geldim? heyhat!
taşıyamıyorum bu göğü…
anlardan bir an ey dost
bir anı kaldı sokaklara
senden şu ağlayan yağmur
yağmurun her yağışında
ağlamamak inan çok zor
unutmak hiç kolay değil
şimdi kanıp da gitmek vardır
şu martının kanat çırpışlarında uzaklara
uzaklara demir almak vardır
cepteki son parayı verip “herhangi bir yer” vapuruyla
güneşin allandırıp pullandırdığı güzelim bir boğaz öğle sonrasında
bak dalgalar nasıl kıpırdıyor altımızda
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!