Gün gelecek sen kendini unutacaksın ama sen kendini unuttuğunda bile seni hatırlayan insanlar olursa onlar artık senin değil sensindir. Yaşın ilerledikçe karanlığın içinde kaybolacak ruhun çünkü anlatmak isteyip anlatamadığın, hissedip aktaramadığın o kadar çok şey birikecek ki sende bedenini seneler ruhunu keşkeler demleyecek.
Gün gelecek sevgilin, en yakın dostun, ailen anlamayacak olduğun gibi ve daha da acısı sende kendini anlamayacaksın ve kendini anlamadığın için özgüvenini kaybedip, pes edeceksin.
Ve işte yaradanımızın ışığı bugünler için var, biz kendimizden vazgeçtiğimizde onun ışığı parıldar ! İnsanın en büyük cihadı kendisine yaptığıdır zira kendinden büyük düşmanın ve yine kendinden büyük dostun yok hayatta. Bizler bir başkasıyla tartıştığımızı sanırken aslında kendimizle ve bir başkasıyla barışırken aslında kendimizle barışırız.
Selamlar dostlar bugün sizinle küçük çaplı bir felsefe pıtırcığı paylaşmak istiyorum. Hakkını verebilirsem ne ala veremesem de en kötü güzel bir muhabbet okumuş olursunuz ve muhabbetim gayet iyidir tavsiye ederim aşağı yukarı 24 senedir kendimle muhabbet ediyorum ve henüz hiç sıkılmadım :D
Öncelikle klasik bir insanın öyküsü paylaşayım, LG ne demişti Life is good. Hayat gerçekten herşeye rağmen güzeldir, inanmıyorsanız hayatı kısa bir özet geçeyim;
rastgele bir ülkede doğarsın beş, altı yaşına kadar belki iyi yaşarsın çünkü hiç bir bokun farkında değilsin. Sonra biraz büyüyünce hapishane gibi 8-9 saat bir okulun duvarları arasında yaşaman gerekir eve dönersin zaten ailevi sorunların vardır sonra bir umut üniversiteyi kazanırsın okuduğun bölümün işini bulamazsın sonra da içinde doğru düzgün mutlu olamadığın, sürekli sinirini bozan insanlar için "haydi vatan vazifesi görevini yap" diye askere yollarlar orada da anan sikilir, dönersin iş bulma kaygısı bir iş bulursun, sonra işte de ananı sikerler sonra toplum baskısıyla yada yalnız kalmamak için evlenirsin karın yada kocan tam bir ruh hastası, kevaşe çıkar. Boşanırsın (umarım bu arada çocuk yapmamışsındır) sonra da muhtemelen kendini ya içkiye yada dine verirsin ölene kadar bir kısır döngünün içinde gidip gelirsin ve iyice yaşlanınca "niye yaşadık ki biz amuna goyım " diyip hayatı sorgularsın ama seni dinleyecek, anlayacak kimsen yoktur ve son nefesini verirsin.
Yoksa;
Basinı koyabilecegin bir yar
Yada bagrinda uyuyabilcegin bir Rab
Sarhos etmeye yeter bir kadeh
Kadar daha ;
Sarab
Yoksa;
Basini koyabilecegin bir yar
Yada bagrinda uyuyabilcegin bir Rab
Sarhos etmeye yeter bir kadeh
Kadar daha ;
Sarab
Ay isigi kabuklarinin ustune dogardi
Yagmurlar hep ilk onun yapraklarina yagdi
Tum kaybolmus kuslar
Once onun dallarinin arasinda yuva kurardi
Korkunc vadilerden kacan sevgililer
Onun golgesinin altinda
Boş bu evimin odalarını loş sokak lambaları aydınlattı
Koş yine aynı kaldırımın başındayım ben
bak hepsi sana ayrılmış halde kalbimin odaları,
sen bir kurtarıcıydın bir peygamber oldun
Musam,ümmetin bir kişiydi;
Gözümden akan denizi yanaklarımdan ayırdın
Tanrının şiiri insanın sevgisi;
Sevdiğin kadar Rabbi tanırsın
İstediğin kadar gez, dolaş
Anlaşıldığın kadar varsın
Bu yeryüzü ve altına anlam veren;
Kulaklar dilin kötü bir tercümanıdır,
Zira dil kendini ne kadar anlatırsa anlatsın,
Kulaklar onu anlayacağı kadar aktarır
Bak evlat ben şiirim, ben tamamen özgür bir şiiirm
Ve ben okunduktan sonra hafızalardan uçacağım,
Sabah güneşi kadar taze gözüküyordun,sabah güneşi kadar umut getiren,sabah güneşi kadar yaşam veren öyle ki sadece doğmakla kalmaz baskalarinin da doğmasını sağlardın yeniden,
sabah güneşi gibiydin bu nedenle seni kaybetmek hayatı kaybetmekti,korkunç olan gecenin bastırması değil güneşi görememe endişesi o zaman insanı karanlık öldürmez doğmak bilmeyen güneş öldürür bu yüzden ölüyorum belki,
zira ne ben bekleyebilirim beklesem bile nede sen doğacak metanete sahipsin bu yüzden sevgilim sen.. işte sen benim hic doğamayan sabah güneşim!
Sesini herkes işitir
Çok az kişi duyar
Yalnız ve yaşlı;
Bir hanımın
Muhabbet kuşundan bulduğu;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!