Adana'nın Yüreğir ilçesinde, ailenin üçüncü çocuğu olarak dünyaya geldi. Henüz ilkokul çağındayken şiire ilgisi başladı. Edebiyat öğretmeninin desteğiyle lise yıllarında şiirlerini yazmaya başladı. Şu anda Dokuz Eylül Üniversitesi'nde Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık ABD öğrencisi olarak eğitim hayatına devam etmekte.
Bir hikaye var dilimi kesen
Beş ile yirmi arasında
Dört ile yedi arasında
Bir ile otuz arasında
Kısa kesik betimlemeler
Hangisi gerçekten görür,
Gözler mi yoksa aynası olduğu kalp mi?
Hangisi gerçekten kördür,
Gözler mi yoksa aynası olduğu kalp mi?
Göz kör ise karanlığı görür
Sil göz yaşını be çocuk
Ağaçlar hiç yaprak dökmedi mi
Kuruyan nehirler çöl olsa ne yazar
Yağmur olup yere düşmedi mi
Aldanma suyun sessizliğine
Cemil'in katlanamadığı tek şey belki de başkalarının mutsuz olmasıydı. Gerekirse canını verirdi ama sevdiğinin mutsuz olmasını istemezdi. Bilmediği bir standart daha vardı Cemil'in sığamadığı kalıplar arasında. Kabullenmek... Ying Yang'in parçalandığı nokta da buydu. Cemil kabul etmedikçe diyalektik varlığını kanıtlayamazdı. Bu gerçeklik vücut bulsa dahi kabullenmezdi ki... Buna kuantum dolanıklığı da dahil. Her şeyin teorisini çürütürdü onun bu sığlığı. Belki bu kalıbın farkına varsaydı ve onu üzerine giyebilseydi intihar etmezdi. Evrenin zıtlıklar üzerine kurulu olduğunu ve her şeyin aslında zıttıyla var olabildiğini anlayabilseydi burayı sevebilirdi.
Gerçi onun zıttı da anlayıştı.
Anlamayı öğrenseydi kendi de var olabilirdi hâlâ bu bilmecenin ortasında. Ah Cemil, neler kaçırdığını keşke görebilseydin, keşke burayı sevebilseydin ve mutsuz olmanın değerini anlasaydın. Ne demiştim şiirlerimden birinde?
Bir yudum zehir , ait olduğum bu şehir
Zihnim ortasında akıp duran masmavi bir nehir
Zifiri karanlıkta var bir yol gösteren sihir
Yolum gözlerinken yolumu kaybettirdi sinir
Bilinir evvelimde yazılmış onlarca şiir
Kokmuş bir ceset
Ölüm gibi
sessiz dengesiz ruhum
Kanadı kesik muhabbet kuşun
Aynı sözler aynı göçler
Kan kırmızı bu gece ay
Görebilen varsa haykırsın nefretini
Sessizliğe gömülsün içindeki şeytan
Ruhunu kutsayabilir ayın kudreti
Turkuaz bir sal var ufukta
Tam kapılar kapanıyordu ki
Kırmızı'nın sesi yükseldi kalabalıktan
"Beni de alın"
Çaresiz bir haykırıştı bu
Onu göremiyordum
Uzaktan duyuyordum
Küstü artık martı denize
Yol almıştı çoktan uzaklara
Sırtında yalnızlığın ağır yüküyle
Uçuyordu yalpalaya yalpalaya
Bilmeden kendini nelerin beklediğini
Çehresi biraz üzgün
Hiçbir zaman gülmez bizim muhtar
Sürekli sigara içer , sakız çiğner
İçindeki nefretin karanlığı yüzüne vurmuş gibi
Eriyen ilk kar gibi
Kışın tadını çıkaramamış , hep mutsuz...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!