Bırak, koyver peşimi, uzaklarda kalayım
Uzaklar seni bende yaşatan mekânlardır
Özlemim çılgınlaşsın, seraplara dalayım
Böylesi ayrılıklar hayat veren anlardır.
Ne güzelmiş sevdiğim, senden uzakta olmak
(oğluma)
Gel uçurtman olayım, uçur beni göklere
Tut beni ellerimden, koşalım meleklere
Beni de al ne olur, o canım rüyalara
Gel birlikte dalalım, çocuksu hülyalara.
Konstantiniyye
Nâm-ı müstakbel; İstanbul...
Bir yürek çarpıyordu güm ha güm
Bir kutsal heyecan esiyordu göklerde
Esip de eriyordu beyninin dehlizlerinde
Mevsim kış, vakit akşam, ortalık kalabalık
Yağmur yağıyor İstanbul’a, gök yarık yarık.
Galatasaray’da bir sarhoş nârâ atmakta,
Evsiz kalmış olacak ki çamura yatmakta.
.Yorgunum, bîtap düştüm, başım yastık istiyor
Yorgun kulaklarımda yağız atlar kişniyor.
Beyinler zonklamada, Batı’ya koşu durmuş,
Kader dönüp dolaşmış, yüzüme kapı vurmuş.
ne başladığını bildiğimiz şeydir
ne bittiğini
ne de
.........
yitip gittiğini
Ne yazmak geliyor içimden ne karalamak
Mesafeler ötesi bir derin boşluktayım
Dipsiz kuyu içinde kaderim bocalamak
Renkten renge dönüşen bir yoğun loşluktayım.
Beynim kurtlar sofrası, hep kusulmuş salyalar
Akşam yine elendi, ıssızlaştı kuytular
Aşıklar yola düştü, ihtiyarlar yatağa
Kalbleri sarıverdi bir takım buruntular
Akşamcılarsa daldı o âşina sokağa.
Akşamları hiç bilmez bu kentin insanları,
Destanımız çok eski, tarihe koşut başlar,
Maceramız hem toprak, hem de göklerde başlar.
Bizim destanımız bu, evrensel ve dahi tek
Yürümüşüz dünyaya çeki düzen vererek.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!