Gözbebeğim açılmışken nura,bir koku ilişmiştir burnuma.
Düştüm ardına,nereden doğdun ve kondun gönül bağıma.
Takip ede ede ulaştım viladına,kasrını kurmuş rüyamın ortasına.
Tahtıyla hükmediyor,ihtişamı haykırıyor dört bir yana.
Açıyor rengarenk,kokuyor elvan elvan;simler saçıyor karanlığa.
Yaradan uyandırma beni,henüz sarılmadım sımsıkı boynuna.
Ses sedan çıkmayalı 23 yıl oldu baba.
Grip demişti tabibler,böbrek bitiyormuş meğer.
Ben ben ben dedik hep beraber böbrek diyerek
Öğrendikki doku uymuyor tamamen bitmişler.
Evde bir sessizlik başın aldı gitti her daim.
Ne gecen gündüzüne ne gündüzün gecene uyuyor.
Güneş,sis,bulut,yağmur...her hali yaşatıyon.
Hava durumu aşkım ne bileyim vakitlerdeki
dereceni.
Papatya fallarındayım seviyor, sevmiyor...
Sabah,öğle,akşam çalıyon başka tellerden...
Van,Ferit Melen Havalimanı.
Yolcu bekleme salonu.
Saat 1.30 İstanbul uçağı ,
Sevenler bekleniyor heyecanla.
Pek bir sessiz,insan olan her yer!
Gözlerim ekranda,kulağım seste.
Tokalaştı harf harfle,hece heceyle.
Ahenkle sesleşti,kelime kelimeyle.
Sözleşti öğeler,sırayla cümleyle.
Vurgu derinleşti,utangaç hissiyle.
Duygular nikahlaştı,ruh ve bedenle.
Konuşlandı noktalar,ok heybetiyle.
Şakir yine seccadede ve yönü kıblede.
Elleri kendine olmuş enis birliktelikte.
Rauf duyuyordu kendisini beşir gelecekte.
Hacip oldu kapısına serildi sere serpe.
Dileği vardı,helalim olsun dünya ve ahirette.
Her bir kelamın;buğulu gözlerime safran damlası,
Her bir davranışın;hüzünleri süpüren rüzgâr esintisi,
Her bir gülümsemen;umutların yeniden yeşeren filizi,
Her bir busen;ham ve olgun lezzaz ömür çağlası,
Her bir hitabın;bedenime yansıyan simli ay ışıltısı,
Her bir hal ve ahvalin; dünyamı çevreleyen
Ücra topraklarda,çeperi mayınlı bassam ezâ verir mi bedene dağılır mi yüreğim yerlere?
Buz gibi etrafı buzullar dalsam hipotermi geçirip acil sinyaller verir mi cesedime?
Kızgın alevler içinde dumanlar tepesinde çitirtilar kulaklarda girsem kömürleşir mi cismim?
Bir güz mevsimini izliyorum sağdan sola savrulan ,sararıp solmuş yapraklar.
Yazın kavurucu sıcağı geride kalmış.
Ilık havanın ve hazan manzaranın keyfinde beşer,nebat,hayvanatlar.
Banka sırtımı dayamış,sessiz ve sedasız gözler takip etmekte gezipte tefekkür ettiğim her yerleri...
Ara ara daldığım yerden ayrılıyor ya tanık oluyorum ya da kulak misafiri.
Önümüz kış,yaz gelen de yaparız düğünü çağırırız eş dost akrabayı.
Ciğer sızımda, kalb yaramda;
Gözlerimdeki yaş,boğazımdaki düğüm,
Hüzünlü nefesim ,dalıp gitmelerim,
Boşluklarda kayboluşum,
Zalim ve vicdansız bir yar için mi.
Siz gibi Üstadlar bu güzel kelamları almak şiir kadar elzemdir.Her bir kelamıza tekrar tekrar teşekkür ederim efendim.
Şiir yazmak, şiirle haşir neşir olmak ne güzel
ilham periniz sizi hiç bırakmasın, umduğunuz dağlara kar yağmasın.
Pek değerli hocam,müteşekkir bıraktınız.
Her bir kelaminiza ayrı ayrı şükranlarımı arz ederim...