Elemle salındım yağan yağmurun altında
Savrulur yapraklar eder gibi veda
Geri dönüş için geç, oldukça hem
Bir gülüş bin hüzün arasındayım
Sönmez bu ateş, atsan da sulara
Yüzer durur derine, dönmez daha
Tebessüm ettim gökyüzüne, tükürdü yüzüme sebebini bilemedim
Bulutların ardındaki huzur cennetimden ihraç edildim
Sislerin arkasında sevdamın binlerce zinasını öğrendim
Hatalarıma ağlarken her gece, ağladıklarımın güldüğünü hissettim
Gönlüm el olmuşken
İsyan dalları bitmişken
Ziyam sönmüşken
Gel deme gelmem
Günleri sevmişken
Derûnumda tarifsiz amâstır fezâil
Efkârım küfürdür sevdâdır zâil
Tahayyül ettin yâreni bir âhâl
Def ediliyorken hissten bed-hisâl
Hiç ummadık zamanda yıktın inancımı
Şimdi kimle eğlenir o kör gönlün
Cahilliğin yıktı koca yığılı dağları
Hiçbir suyu taşımaz aciz ruhun
Yakamozlar artık parlamaz
Siyahın dibini görme vakti
Bundan öteye can dayanmaz
Hatrın başı bükmeye yetti
Kolay gelir dile kötü sözler
Sigaranın edebiyatı kolay olur
Bana saf imgelerle gel
İşin görülünceye dek gül, sonra terk edersin
Bir kuruşun lafı mı olur kıyamette ödersin
Ar namus, hak hukuk deyü gezersin
Sana insan diyenin dili düğümlensin
Sessizlikte bir sedanı duyarım
Sende ölü bende taze anılarım
İşime yalnız yanın gelir
Etme nasihat bundan ne anlarım
Sürdüğün topraklarda yok hatrım
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!