Ey ölümden anlayan adam;
bu yaşadığın zulüm mevsimidir,
ölüm sonra gelecek,
ve hiç gelmeyecek
keşkülünde sakla ruhunu…
Sevginin rengini bilen varsa beri;
kokusunu hissede bilen varsa
benimle gelsin…
Fadime yufka açar
adam ışık tutardı.
Yufka pişince gözleme
ışık sönünce gece olurdu.
Gözleme açları, yoksulları
ampul (ışık) puştları doyururdu…
OEzgi olmuş dillenmiş/…………..Ku’ran okurken soysuzluk,
öykü olmuş söylenmiş/………. ibadet ederken hırsızlık,
çiçek niyetine bakılmış/……….kutsal mabette arsızlık,
odun yerine yakılmışım ben/. düşünerek yetişmişim ben…
Ah kadın ah;
her derdin dermanı,
gönüller fermanı,
yağmurun sesi öfkeli değil ki;
içimde kopan fırtınalar kederli…
Seni öpsem ebedi ben ölmem,
ölür müsün yar, sanki sen;
kurban bayramı arafesinde
kırk kat muşambaya sarıp da
bana bir öpücük göndersen? ! !
Arzın her zerresine seni çiziyorum
Boy, boy resimlerini, zeytin karası gözlerini
Al'lı yanaklarını, ruj'lu dudaklarını
Oje'li tırnaklarını
Buğday kavut'u saçlarını
Aynı pozu binlerce, milyonlarca kez çiziyorum
Ben kızıllıklara tutkundum
O karanlıkların karasına
Yer karanlıktı onca
Gök yüzü kapkara
Gözleri zeytin karası.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!