Ahir zamanın çorak toprakları
Sözlerin geldiği yer burası
Umutların kazıldığı yerler
Gün olur istersin ,ıslak kalsın.
Sönmesin istersin ,sonsuz geçişlerin
Zamansız ruh içişleri
Dönen siyah ve beyaz
Bir dönence.
İlhamı hayattan
Zanaatı zor değil ama yorucu
Fısıltıları bir o kadar sesli olan
Zaman içindeki bu zaman
Kristallerin parıltısına binaen
İnadına parıldaması saçlarının
Rüzgar ezeli hırçınlığını bırakıp
Okşuyor uysalından sana naif bir meltemi
Sırlı sözcüklerin içinden
Pandoranın kutusundaki gizemi
Yol tutalım en yenisinden
Çayır çimen ,dere tepe ,düzlük yokuş
Gidelim buradan
Yavaşça gidelim ,umudumuz dökülmesin.
Sinendeydi sanki aradığım
Kimsin ahum ,nereden?
Kurmadan edemem hiç
Yüzün avuçlarım arasında
Kıyamadığım anlara inat
Bulunmazım.
İhtimaline aşığım ben
Işığın yüzüme dokunuyor yine uzaklardan
Her kaybolduğunu sanmamda
Ansızın tekrar beliriyor.
Birçok yalan misali peş peşe
Hafiften gelen özlemin o kadar ağır ki
Bana benim bir hücre yığını
Bir tür karalanmış sayfa olduğumu
Yıllar evvelsi bir rüya söyledi.
Bu toz kaplı dünyada ,ışıltılı sanan kendini
Bi okadar mat ,siyahi.
Kuru bir düşüncesizlik
Bir menekşe gördüm.
Güzel kokan ,vaktinde açan
Kopardım.
Gözümü kırpmadan.
Bugün bu surların ötesinde yeni gün
İlk heyecan var üzerinde
Saman daha bi sarı sanki
Gök daha da mavi
Kelimlerin suyuna gidiliyor artık
Kainat sonunda kurtuldu.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!