Sakın evlat Şiiri - Halil Şerbet

Halil Şerbet
3

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Sakın evlat

SAKIN EVLAT
Harama sakın uzanma; olsada gürül gürül akan çeşme!
Helal ye iç, haramı, haramzadenin başına çal evlat..
Susuz'luktan ölsende, eğilip bir yudum içme,
İster ateşler içinde yan, kavrul çöl ol evlat.!

Sen makamın en yükseğine talip ol, O'nun zatında!
En küçük iyilik bile zayi olmaz O'nun katında,
Her şey O'na ram olmuş, zahirde, batında,
Sen'de O'na hakkı ile gerçek kul ol evlat.!

Yağmur gibi yağ bütün gönüllere, Rahmet olsun,
Sulasın çatlakları, Hak katında makes bulsun,
Yağan damlacıklar bütün nefreti, kini silsin,
Gönüllerin havzasında biriken göl ol evlat.!

Rengarenk çiçekler gibi aç yüzünü insanlara bakan.
Kokusuyla, rengiyle, hep baktıkca yürekler yakan.
Gül'ler gülünden sevgililere uzanan, misler gibi kokan;
Yetişen bir tomurcuk; güzel bir gül ol evlat.!

Rabb'in hakki için durma git, hep hizmet et!
Mahmuz'la atını hemen, önüne çekilmeden set,
Manevi bir yol katetmek istiyorsan, daima sabret..
Zaman çabuk geçiyor, bir an önce yol al evlat.!

O'nun rızasını kazanmak istiyorsan yer et bir kalpte.
O'na kulluk, insana iylik yazıyor her dört kitapta.
Sakın başa kalkma! Allah'a havele et, iyilik yapta;
Yetime, dula, garibana, fakire uzanan bir el ol evlat!.

Her an üslubunca söyle ne söyleyeceksen sözün..
Narin kalpleri kırıkta, kimseye vermeyesin hüzün,
Herkese daima güler yüzlü ol; sirke satmasın yüzün,
Ağız'lara çalınan şifalı bir parmak bal ol evlat.!

İç Rahman'ın aşk şarabını, hiç bir zaman ayılma..
Hizmet'te önde dur, mukafatta yapandan sayılma.
Dar ağacı bile olsa, dogruları söylemekten yılma,
Hakk'ı hakikatı söyleyen ağızlara dil ol evlat.!

Bülbül dikenin acıtmasına aldırmaz, gülü kayırır,
Gül ile dikenin yaratılmasında elbet vardır bir hayır,
Sen yinede, gül ile dikeni birbirinden ayır,
Mevlan için iyiyle kötüyü ayıran bir kol ol evlat.!

Bastığın yerlere sağlam bas, sakın kayıp düşme,
Emin adımlarla yürü, gideceğin hedeften şaşma,
Seviyeli ol; degerlerine sahip çık, kabından taşma,
Dökül'meden akmadan hep böyle kal evlat.!

Ufuklara dik gözünü; başını yukarı kaldıran,
Eren'lerin derin deryasına tasını daldıran,
Kötülük surlarına köpürerek, vurup saldıran,
Kükreyerek gelen coskun sel ol evlat.!

Irin akıyor; her tarafi sarmış kanlı boran,
Göz'ler yigitler arıyor bu tufanı durduran,
Bu boğulan canları boğulmaktan kurtaran,
Ya bir geniş köprü, ya da bir sal ol evlat.!

Kurut şu bataklığı; sivri sineklere aldırmadan,
Elini çabuk tut, zehirli keneler saldırmadan,
Bu zehirli igneleri temiz ruhlara daldırmadan,
Bunu bertaraf etmenin bir çaresini bul evlat!

Kurtuluş yanlız vefalı olan; sadık kulda.
Gör'ünen keramet ne parada ne pulda.
Hayat hem bir imtihan hemde bir okulda;
Oku, çalış, öğren, bütün bunları bil évlat.!

Unutma "Kalubela'da" da Rabb'ine verdigin ahdini.
Hem kendin kıyam et, hem tebliğ et bu dini.
Namaz girince hemen, bir dakika bile vaktini;
Hic zaman geçirmeden hemen kıl evlat.!

Topragın en güzelin de kalki; çürümesin temelin.
En âlâsına talip ol, her yaptığın hizmetin, âmelin
Her an Rizah-i ilahi olsun gönlündeki bütün emelin.
Yaptığın bütün iyilikleri gönlünden sil evlat.!

Kıylükal gelirse aklına, hemen besmeleye başla.
Rab'binden her zaman af dile, gözündeki yaşla.
Gurur'u, kibiri at, içindeki şeytanları taşla;
Kes, parçala, yok et, dilim dilim dil evlat.!

Hep paratoner ol, gelen her kötülüğe keme.
"Bana değmeyen yılan bin yıl yaşasın" deme,
Yarat'an, mahluklar içinde çok değer vermiş ademe,
Sende bu şerefe hakkiyla nail ol evlat.!

Gönül gözün görmez ise, gözünde kördür,
Sade bakmak yetmez imiş, basiretinle gördür,
Girdiğin gönüllere tanteller, nakışlar ördür,
Böyle güzel; çeşit çeşit motiflerle dol evlat.!

Sıfır'la kendini, yerle bir ol; tamamen silin,
Hiç söz bilmez, kelam etmez; ahraz bilin,
Hak, hakikatten başka lafzı söylemesin dilin,
Hep lisan-ı halin konuşsun, sen lal ol evlat.!

Yaşadığın müddetçe el beğensin, ölürsen toprak,
Rabb'im ömür versin, hizmet için savrul yaprak yaprak,
Her an Rızahi ilahiye talip ol, gönüller yaparak,
Kar'ları eriten rüzgar ol, yel ol evlat.!

Bazen iffet sahibi yusuf ol, zindanlara atıl.
Çarşı pazar, Mısır illerinde köle gibi satıl.
Vijdan aleminde, kurtuluş, Çanakkale savaşına katıl,
Şehit ol; gerektiğinde bu vatan için öl evlat.!

Şu koca kainatı, şu topraga atılan çekirdeği oku!
Gövde çürümeye mahkumdur, sulanmazsa kökü,
Bir gün berzaha yol alıp giderken, bu ağır yükü;
Kök'ümüzü huzuru-mahşere uzanan bir dal ol evlat!

Halil Şerbet
Kayıt Tarihi : 19.10.2020 05:24:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Oğlum için kaleme almıştım.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Cihat Şahin
    Cihat Şahin

    Allah-cc-ı kitabında ve resulullah-sav-ı sahih hadislerinde aşk tabiri geçmez kardeşim. Din-i İslam'da sevmeye muhabbet sevene muhib sevilene mahbub çok sevilene de habib denir. Ayrıca; "KALU BELA" tabiri avamın aktardığı manada değildir. Onun gerçek manasını öğrenmek istiyorsanız A'RAF SURESİNİN 172. AYETİNİN MEALİNE BAKINIZ LÜTFEN!

    Hayırlı çalışmalar.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Halil Şerbet