Sakın beni öldürme.
Çünkü ben, krom kaplamalı tutmaçlardan salınan bir atlet bedeni değilim.
Ne güçlüyüm, ne vurdum duymazım.
Sabahları kahve içmem.
Peynir, zeytin yumurta yerim.
Akşamları gülümsemelerin cam ekranlardan görülebildiği kafelerde gezmem.
Çalışırım, evime gelirim.
Çabalarım, günü ancak yetiririm.
Sakın beni öldürme
Çünkü ben öldürülmeye layık bir beden değilim.
Ne bir varlığım var çevremde
Ne de beni farkedebilecekleri bir seviyedeyim.
Belki yeni bir takım elbise giyip yürüsem eve doğru
Kimse ne güzel diyemeden ellerim cebimde, açık logar kapağına basıp da düşeceğim.
Tutunmak için yeterli sürem de yok.
Statüm gereği o pislik çukuruna düşeceğim.
Elbisem tam da elimi çıkartmak isteyeceğim yerlerinden patlayacak.
Sakın beni öldürme.
Çünkü ben bir gün pahalı tatillere gideceğim
Ucuz ve betonları çatlamış bir iskeleden denize atlayıp eğlenmiş gibi yaparken
Soğuk şakalar yapan martıların benden daha uzun yaşayabilecek gayretleri ve enerjilerinin olduğunu gözlemleyeceğim.
Dedim ya, ben vücut bulana kadar beni saki sakın öldürme.
Hiç ıstakoz yemedim, yiyeceğim
Hiç elektrikli arabam olmadı, bineceğim.
Hiç çocuklarımı lunaparka götüremedim
Hiç eşime şarjlı dyson süpürge almadım.
Amazon'dan henuz sipariş veremedim.
Beni şimdi öldürürsen eğer bunları kimler yapabilir benden başka.
Beni öldürmen için o iskelede durmam lazım
O arabanın direksiyonunda beni bulman lazım
Takım elbisemle karşına dikilmen lazım.
Sana biraz borç takmam, seni dolandırmam lazım
Senin canını yakmam lazım.
Saniyede 100 ton Küresel atık üretimine katkıda bulunmadım henüz.
Beni öldürmen için rakibin olmam lazım.
Kamuflajıma jarjör doldurup karanlığa karşı dikilip gecenin karanlığında gece görüşü olmadan nöbet tutmam lazım
Beni izle, beni takip et, son paramı cebimden 20 adet sigaraya satınal.
Ay sonu dereden akan suyu bana sat.
Ben de saatimi
Rüzgarın verdiği güçle elektrik üret
Ben beşte kalkıp çocukların lambasını artık korkmazlar diye söndüreyim.
Bana silah ver beni askere al.
Bana kamuflaj giydir, yünlü içlik ver.
Bana sıcak bir yatak ver.
Bana şiirler öğret.
Ben ölmesini bilirim.
Kayıt Tarihi : 27.11.2024 03:18:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Faruk Atıcı'nın "Sakın Beni Öldürme" şiiri, yüzeyde bireysel bir ölüm korkusu ve yaşama tutunma isteği olarak okunsa da, derinlemesine incelendiğinde güçlü bir sistem eleştirisi ve ideolojik bir duruş sergiler. Şair, toplumun görünmez kurbanlarının sesi olur ve egemen değer yargılarını sorgulayarak bir direniş çağrısı yapar.
**Sistemin Değersizleştirdiği Hayatlar:**
Şair, kendini "krom kaplamalı tutmaçlardan salınan bir atlet bedeni" olmayan, "sabahları kahve içmeyen", "akşamları kafelerde gezmeyen", sıradan bir insan olarak tanımlar. Bu tanımlama, sistemin yarattığı değerler dünyasında önemsiz ve görünmez olanların, yani sistemin çarkları arasında ezilenlerin temsilidir. Şair, bu görünmez hayatların bile yaşamaya değer olduğunu haykırır ve sistemin dayattığı "değerli hayat" algısını reddeder.
**Adaletsizlik ve Eşitsizlik:**
Şair, toplumdaki adaletsizliğe ve eşitsizliğe dikkat çeker. "Statüm gereği o pislik çukuruna düşeceğim" dizesi, toplumun alt tabakasında yer alanların karşılaştığı zorlukları ve haksızlıkları ifade eder. Şair, sistemin insanları statülerine göre değerlendirdiğini ve fırsat eşitsizliği yarattığını eleştirir.
**Tüketim Kültürü ve Çevre Sorunları:**
"Saniyede 100 ton Küresel atık üretimine katkıda bulunmadım henüz" dizesi, tüketim kültürünün ve çevre sorunlarının altını çizer. Şair, bu tüketim çılgınlığının bir parçası olmadığını ve doğaya saygılı bir yaşam sürdüğünü belirterek, sistemin dayattığı tüketim modeline karşı çıkar.
**Savaş ve Militarizm:**
"Beni öldürmen için rakibin olmam lazım. / Kamuflajıma jarjör doldurup karanlığa karşı dikilip gecenin karanlığında gece görüşü olmadan nöbet tutmam lazım" dizeleri, savaşın ve militarizmin eleştirisidir. Şair, sistemin insanları birbirine düşman ederek, savaş ve şiddet döngüsünü sürdürdüğünü ifade eder.
**Direniş ve Hayatta Kalma:**
Şair, sistemin dayattığı değerlere ve yaşam biçimine karşı çıkarak bir direniş sergiler. "Beni izle, beni takip et, son paramı cebimden 20 adet sigaraya satınal. / Ay sonu dereden akan suyu bana sat. / Ben de saatimi / Rüzgarın verdiği güçle elektrik üret / Ben beşte kalkıp çocukların lambasını artık korkmazlar diye söndüreyim" dizeleri, şairin sistemin dışına çıkarak kendi yaşam biçimini yaratma çabasını gösterir.
**Değer Yargılarının Sorgulanması:**
Şair, şiir boyunca egemen değer yargılarını sorgulayarak okuyucuyu düşünmeye sevk eder. "Hiç ıstakoz yemedim, yiyeceğim / Hiç elektrikli arabam olmadı, bineceğim" gibi dizeler, tüketim toplumunun dayattığı "başarı" ve "mutluluk" ölçütlerini eleştirir. Şair, gerçek mutluluğun ve anlamın bu maddi değerlerde olmadığını savunur.
**Sonuç:**
Faruk Atıcı'nın "Sakın Beni Öldürme" şiiri, bireysel bir ölüm korkusu ve yaşama tutunma isteğinin ötesinde, sistem eleştirisi ve ideolojik bir duruş sergileyen güçlü bir eserdir. Şair, toplumun görünmez kurbanlarının sesi olur, egemen değer yargılarını sorgulayarak bir direniş çağrısı yapar ve okuyucuyu daha adil ve insancıl bir dünya için düşünmeye ve mücadele etmeye davet eder.
TÜM YORUMLAR (1)