Karanlığın ortasındayım, etrafımda uçurumlar....
Sessizlik tüketircesine sıkar, bu kefaret yüklü bedeni,
Sorgular dolaşırken dilimde,
-ruhumda yıldırımlar...
Karmı yağmış diye düşünürken, üzerime...
Bir ses yankı yapar, bir feryat yırtar kefeni...
Gül yüzüne bakmayı da gülü de unuttum inan,
Gittiğinden beri uzaklara, gözden ırak, lakin;
Güle tutsak oluşumu yaşadım, uzun zaman,
Anlayamıyorum, çözemiyorum bu bulmacayı,
Şimdi bende seni buluyorlar, bana beni soruyorlar,
Ben sana uzağım, sen ise uzaklığın kadar bana yakınsın! ...
Cihadlar ışıldıyor...
Yakın gelecekte bir alev...
Obada unutulmuş bir ev...
-şimdi bir şehir, bir ülke...
Yokluklara yok denilmiş..
-şükürlerde kurban kesilmiş...
Nereye Bozkurtum nereye böyle....
Hangi karlı dağa yöneldin yine...
Bu gidiş apansız, neden öfkeli,
Alemeti nedir, sırrını söyle...
Yolun Ötüken mi, yoksa ki Roma...
Ülkümüz ki ebed de ati olmakta,
Mahşerin meydanında hilallerle doğmakta...
Kulak ver bu sözüme 'Ey şanlı mümin! ...'
Sana cihad emreder mensup olduğun bu din,
Delikanlım toysun, daha onbeşindesin,
Gelecek denen dehlizler peşindesin...
Yirmili yaşlarda açılmış meçhul kapı,
Altın mı sanarsın kadehin sapı...
Aynalarda gör otuzlu bedenin,
Kırklarını düşün hazırla kefenin...
Hür ellerimi açtım, Rabbimin semasına,
Gönülden inanırım, mutlak hukemasına...
Ruhumda ezberim, damarımda kan,
İmanın rahmetidir, tohumları ıslatan...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!