Avlumuza gölge salmıştır
Yaşlı tut ağacı
Annemin güneş aşkı
Onu kesdirdi
Köyümüze simge olmuştur
Kalem, beyaz kağıtla öpüştü
Ve siyah nokta doğdu
Siyah nokta inandığı doğru yola çıkdı
Ve yaşamını çizdi
Başka bir nokta da bulmuştu
“yalnızlık allaha mahsus” diye diye
Mağrur uçurtma,
Asumandan tırmanırken
Zirvede olmak istiyor
Mütevâzi rüzgar,
Hiç görünmeden
Merhaba anne:
Bana sorarsın iyi derim,
Başımız sağdır derim
Bildiğin her kes burada derim
Bir tek ben yokum!
Merak etme, bence oğlun huzur bulmak için
Asuman,
Bahar şenliklerinde oynayarken
Mavi gömleğini bulaştırıyor, buluta
Yağmurla yıkadığında
Masmavi gömleğe
Elvan kuşak yakışıyor
Şair bir melektir
Çevresine ilk kez bakarken,
Yazmaya görevlendirilmiştir
Sonuna kadar!
Melek suçsuzdur
Nilüfer
Durgun suda ağzı açıK
Boğulurken haykırıyor
Duyacak mı bu sessizliği sazlıK?
…
Neden bu sızlıK?
Ben
Kalbimde büyük bir yangın taşıyorkeN
Sevgimi saklıyorum
Duyacak mı bu alevi evreN?
…
Neden bu cunuN?
Kalem
Yazarken, dayanıyor beyaz kağıT
Nedense parmaklarımda tutsak
Esir sözcüklerimi okuyacak mı ol mesT?
…
Neden bu kadar keneT?
Bezirgan
Isırdı ellerimi bu ısı
zorunluluk davulu çalınıyor
Ve korkak ellerimi kaçırıyorum.
Kaynağı nedir bu ısının biliyormusun?
“yılmazın deşilen yarası”
Sorma,
Sorma canım ...
Cevap bulacakmısın sandın?
Bu taşıtların yolcuları,
Sürekli indi bindi oyunu oynuyorlar
Bu orospu taşıtlar,
Bana Gölet dediği zaman,
Damlacığıma,
Takma ismin var mı, sordum?
Yüzüme yaklaşıp,
Yanıt öyküsünü anlattı




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!