Düş kurmaktan kaçan bir mülteciydi,
Üstü başı toz içinde kalan Sahra.
Yalnızlığını geceye adayan;
Sokak lambası masumluğundaydı rüyası.
Yalnız bir başına,nöbete kalan bir aydı tesellisi...
Adını rüzgara yazmıştı,tüm hasretliğin.
Umudunu güneşe emanet etmiş,
Köşe başına sığınan bir çocuktu yüreği.
Dili lal,gözleri kör olmuştu aşktan öte.
Sorguya suale kapalıydı ruhu,
Ruhundan akan her damla yaş,
Hançerliyordu bedevi şansını.
Oysa bir tek o taşımıyordu,
Bu denli yalnızlaşmasını...
Üzerinde eski bir su dalgası,
Hayal meyal hatırladığı gözleri kalmıştı.
Ah Sahra yüreğini düşlere emanet etmişti.
Oysa hiç bir saflığı kalmamıştı...
Ey Sahra!
Üzerine yalnızlık düştü düşeli
Sen bu sevdaya sarıldın....
Değdi mi yüreğindeki ateşe damlayan kara su?
Yüreğine yıldırımlar düşsün,
Adını parçalasın gökyüzü,
Ruhuna lanet yağdır en kızıldan Sahra !
Sahra, gözlerine çığı yüreğine ayrılığı düşürdün,el uzatsa gökyüzü,yüreğini sakla.
Mısri Nuray Altay
Bir kız kardan hafif adımlarıyla yürüyüp geçti hayal içinde
Arkadaşlarımı düşündüm, sevgili şeyleri
Sanki her şey bizimle var ve bizimle olacak
Şarkılar çaldı odalarda
Bütün insanları sevmek gerektiğini düşündüm
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta