Kendi sessizliğimi duyamadığım günlerden
geliyorum —
kendi adresini bulamayan sabahlardan.
Bir taş gibi düşmedim ben zamana—
zamanın kendisi kırıldı içimde.
Ne su yüzeye çağırdı beni,
ne rüzgârın belleğinde
biraz sen
hangi çağrının yankısıydı o ses,
hangi açtığım, çiçeğe benzeyen şeydi?
baktım… büyüyor usulca,
(Kendime Açılmayan Kapılar)
bir şehir girişi gibiyim kendime
dar sokaklarım var, unutulmuş hecelerden
anahtarı bende olmayan kapılarım
Özenle tutmuştunuz ince elenmiş sözcüklerle
Reyhani nakışlı kırılgan vazoyu o zelzelede
piano piano (pianissimo)
Vurgularınız hassastı, yumuşaktı notalarınız
Eksik olsa da
sevginin sessiz sözcükleri
Ben bir şairdim, suskunluğun gölgesinde
ben şiir yazdım,
ama kelimeler değil;
gölgeye bakarak,
sessizliğin kıyısında, bir ayin gibi
Güncelleme Bekleyen Umut
bir sabah —
uyanmadım artık sana.
çünkü takvimler devlete bağlanmıştı,
saatler yalnızca siren sesiyle ilerliyordu.
bir öpücük: suç,
Ölüm öncesidir her bir an
Sonra yeni bir an
Ve yeni bir an
Geri dönüşümü olmayan
Atık bir renktir zaman!
Suskunluk, dediğin nedir?
Belki de anlamın üzerini örten bir tül,
İçine sığmayan duyguların tenine kazınmış
solgun bir haritası.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!