Sabahın ilk ışıkları
aydınlatırken günü,
gecenin katran karası derinliklerinde
bıraktığım gibi değildi deniz.
Suyun kumsalla buluştuğu yerde;
uyandırmaya kıyamadığı sevgilinin,
yanağına kondurulan öpücük gibi
sessiz dansını izlerken,
sabahın ılık esintisi,
“ günaydın” dercesine dolarken ciğerlere,
uzakta, yaklaşan balıkçı teknesinin sesini de getiriyordu peşinden.
Denizin kumsalla sessiz dansı, teknenin sesiyle
müzik eşliğinde devam ederken,
orkestra şefi gibi hareketleriyle dolaşıyor küçük, yavru martı sahilde.
Gittikçe yaklaşan motor sesine vokal yaparak ötüyor
elektrik direğinin tepesindeki karga.
Orkestra şefi,
durumdan memnun olduğunu gösterircesine
renk katıyor güzel sesiyle koroya.
Dalgalar da ses verirken koroya, eylence başlıyor…
Merhaba yeni gün!
Yine ne haberler vereceksin bu gün?
Yeni şehitleri mi müjdeleyeceksin yoksa?
Hain tuzaklarda, kan uykularda mı yine?
Kalleş kurşunlarla vurulurken bedenlerimiz,
Ata’nın nutkuyla yargılanırken aydınlarımız,
devleti yıkmak için örgüt kurmakla sorgulanırken generallerimiz,
sen kim oluyorsun diyerek,
hedef gösterilerek görevden alınan rektörlerimiz…
Açmayacağım televizyonu,
okumayacağım bu gün gazeteleri,
hırsla dövsün dalgalar,
suyun kumsalla buluştuğu yerleri.
Katran karası gecenin derinliklerinde, dursun zaman,
dursun dünya…
Kayıt Tarihi : 19.7.2011 07:39:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)