Sahi senin yüreğin hiç ayazda kaldı mı?...

Suskun Adam Zeynep
207

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Sahi senin yüreğin hiç ayazda kaldı mı?...


Sahi senin yüreğin hiç ayazda kaldı mı?
Bir sabahın en sessiz vaktinde,
Soğuk bir rüzgâr gelip de içini titretti mi hiç?
Gözbebeklerinde dondu mu umut,
Kalbinin atışı bile yankılandı mı yalnızlıktan?

Üşüdü mü ellerin kimsesizlikten,
Tutacak bir el ararken,
Sadece boşluğu bulduğun anlar oldu mu?
Bir nefes, bir dokunuş, bir ses aradın mı çaresizce,
Ama her şey susmuştu — sen bile...

Sustuğun kelimeler boğdu mu seni,
Biriken cümlelerin düğümlendi mi boğazında?
Söyleyemediklerin ağırlık yaptı mı omuzlarında,
Bir “keşke”nin bile sustuğu gecelerde?

Avazın çıktığı kadar bağırmak isterken,
Kendini bile duyamadığın oldu mu?
Yüreğin yırtılırken sessizliğin altında,
Bir ses, bir yankı, bir merhamet bekledin mi?

Boncuk boncuk terledi mi tenin,
Bir ateş yanarken için­de,
Dışında buz kesmiş bir soğukla savaştın mı?
Bir ismin geçtiği yerde kalbin ürperdi mi?
Bir anının kokusu dolaştı mı odanın içinde,
Sen görmezden gelmeye çalışırken bile?

İçin yanıp bedenin titrerken,
Kelimeler yetmedi mi halini anlatmaya?
Gözlerin dolup taştı mı sessizliğe,
Bir damla yaşın içinde bin hatıra saklanarak?

Yalnızlığı sardın mı üstüne,
Bir hırka gibi, bir çaresizlik gibi?
Belki ısıtır diye, belki unutturur diye,
Ama o da seni soğuttu mu daha çok,
Çünkü yalnızlık senin kadar kimseyi sevemedi.

Ne mi oldu bana…
Ben o ayazın içinde kaldım,
Gidenin ardında değil, dönmeyenin hayalinde donup kaldım.
Bir adınla ısındım, bir suskunluğunla üşüdüm.
Kalbimle değil, anılarımla yaşar oldum artık.

Cesaretin varsa:
Gel… kendi gözlerinle bak bana,
Gör, nasıl sustu içimde bahar,
Nasıl küstü gülüşlerim güneşe,
Nasıl bekledim seni ....

@dsız..
07 Kasım 2025
13:31

Suskun Adam Zeynep
Kayıt Tarihi : 7.11.2025 13:33:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Tuna Kafkas
    Tuna Kafkas

    bahar gibiydi hava ama,
    dijital devrin kuzuları ne de olsa,
    martı kanadının yeliyle bile üşüyordular;
    ayaz görmüş,
    bağrı yufka bir babanın yüreğindeki,
    sızıdır aşk…,
    ah,

    garip kalmıştım yine bu dağ başında,
    ki kabaran öfkemi bastırıyordu, mazlum
    hatırımın yıkılmışlığı her nefeste,
    damar damar…,

    hep o hakikatin rengi siy/ah
    ve kâbe örtüsü kadar siy/ah,
    hayran ve afacan gözlerindeydi teselli hekimim,
    sadece, /biraz daha kavisli olabilirdi/
    aşk;

    hangi dinde yeri var bunun,
    bu transandantal bir aşkın,
    gizemli boyutlarındaki seyir, bilmiyorum;
    ama yok güzelliği aramanın sonu
    her inanışta,
    biliyorum…,

    ama sen de bil ki sevgili dostum,
    sende bulduğum bu güzelliği ben,
    sonsuz seviyorum ve ölmeden önce,
    dünyayı içimden çıkarmak diliyorum,
    gözlerinde o/nu görür gibi olduğum
    güzellikle ah…,

    sonsuzluğu sevmek benim dinim imanım,
    ve benim, sonsuzluğadır ayak ucuna bakan
    nazar berkademim…,
    sonsuzlukta yol almaktır ciğerimin yarası
    ki duasıdır kalbimin,
    vakit tamam dendiğinde,
    o mübarek menzile
    yürümek erenlerce;
    lâhavlevelâkuvveteillâbillah azığıyla,
    ki bu konma göçmenin ayet/el kürsîleri
    ertesinde, bir fatihadır aşk…,

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)