Kenarında dururdu bu mercan uçurumun
kuşku bileklerinden sızardı, beyaz kan
sızarken ağacın köklerini arzulardı
soylu bölünmelere toprak
tüm yabancı hayvanı çağırırdı bağrına
iç bitimsizdi dış sağır
su kama yüreğin derinlerinde, olup bitten harap bir
gömüte dönüşecekti, üzümler ıslatacaktı gömütleri
o belki nedensiz açılışa
ruha bir göç dokunuyordu
sağır gezegen hep sağır
kim uyanıyordu rüyamızdan, neden
kirlenmiş derisini bir de Atlas'la
kollarına al savur göğü ayaklarımıza
ne ki umut ışığı, sevgili
yalnızca bizden başka, bizden başka
yok
belki yıldızlardan tenimize varan
bir şeyler vardı
heyhat belki aynı maya
sonra
sonra
yaklaşan siyah
kan koşusu bedenlerimizde
tut ki Verduhi duyar böylece büyük takvim kurulur
tut ki arzu çaprazı belirir, bilmece yerine hep,
yontar kilden heykele dönüştürür, sırtımızdaki saat
hepimizin
bu yükselmiş nedensiz şeyin
bu güçlü güçsüz şeyin
nedeni, yoksa siz misiniz ey...
havanın bazen yangın hali neden
bu garip otların birbirine karışıp
yeni bir tür denemeleri neden
o yanık sesin o gidenin
o değişenin geride bıraktığı iz
saf gölge o pişmiş tabletten
ilk ateşin eritmesi neden...
... neden
Gül'ü işleyen o
siyah tutkuya çeviren yine o
eğer o çok eski bir düşse ve
o, onun karşılığıysa
neden...
Kayıt Tarihi : 18.5.2015 17:51:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!