Bilmem, bir garip hal ışıklar yasta,
Ayrılık sevdayı vurmuş bu gece,
Şiirler anlamsız, şarkılar hasta,
Kalemler kağıdı, yormuş bu gece
Kilitli kapılar, tutulmaz kolu,
Karanlıklar basınca, hüzün saran odanı,
Öldürdüğün bu beni, hayal mi edeceksin?
Vicdanın paramparça, hatırlayıp o anı,
Kaçmak istesen bile nereye gideceksin.
Gözlerin, derin derin uzaklara bakacak,
Gülüm'e...........
Seninle can buldu, yeşerdi bağım,
Alın yazımsın sen, kaderimsin sen.
Varlığında sevinç, neşe kaynağım,
Yokluğunda hüzün, kederimsin sen
Gözümü açıp bakarken,
Yürüyorum, yürüyorum.
Zaman su gibi akarken,
Yürüyorum, yürüyorum.
İnsanoğlu benim adım,
Hayatı savuran zalim fırtına,
Masum masum esen yel olanda gel.
Yükleyip kederi, derdi sırtına,
Elimi tutacak el olanda gel.
Tükenmiş umudu, taşa bağlarken,
İnsanı var etti senden, yaradan,
İçinde bizden bir sır var mı toprak?
Bizim gibi doğmasan da, anadan,
Bağrında gizli bir ser var mı toprak?
Kışları kar mıdır, üstünü örten?
Sevda diyip geçme, ağır imtihan,
Dünyayı, insana dar eder durur,
Kimi sakin rüzgar, kimi bir tufan,
Gönül meskenini yakar kavurur,
Gözlerin anlatır, aşk bulduğunu,
Veda, artık veda, adsız hıçkırık,
Giden gözyaşlarım, geri dönmeyin.
Bakın ki, geride ne kalmış kırık,
Sürmez ki bu azap sonsuza değin.
Ellerimi bırak sarı saçlı kız,
Düşün bak! şöyle küçük bir lokmayı yutupta,
Cana can kattığını bilmek için yaşamak.
Bir çocuğun ağlarken ellerinden tutupta,
Bir damla göz yaşını silmek için yaşamak.
Zorlukları unutup bak bu günün karına,
Nicelerce anlatılıp, söylendin,
Seni tarif etmek gayet zor dünya.
Bunca yıldır insandan ne öğrendin,
Neden gariplere baktın hor dünya.
Kanunun var tabiatın, kuralın,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!