Meclisimiz; erenler aşkınadır
Aşkı muhabbeti, sevenler gelsin
Kuru kalabalık, her yerde vardır
Muhabbet nar’ına, yananlar gelsin...
Gizli gizli, çağırırlar bizleri
Küçük bir kıyı şeridinde,
Dalgaların kumları öptüğü yerde
Bir iki nefes dinlenmek için oturdum.
Boyaları nasır gibi çatlamış;
Siyahı, griye bulanmış
Yılların yorgunluğunu taşıyan
Ela gözlerine kurban olduğum
Çekme ellerini elim üstünden
Hayli zaman oldu aradım seni
Gitme yaralıyam sinem üstünden
Gel otur yakına bir cift sözüm var
Nice dertli gönül, gördüm sahrada,
Yüklemiş taşıyor, bir gam yükünü.
Sordum sual ettim suskundur dili,
Gözlere bağlamış, dil gam yükünü.
Gül deminde biter bülbülün sözü,
Tükenmez dünyanın derdi tasası
Ah ile vah ile yaşar bir garip
Omuzunda sanki dağların yükü
Gölgesi ardında çöker bir garip
Doğarken yazılmış bitmez çilesi
Bir iki çift sözüm var, gelin ile damata
Bismillah diyelim, dua ola nasihata
Sakın ola varmasın, sözümüz kabahata
Düğününüz şen ola, yuvanız mutlu olsun
Bundan önce birdiniz; şimdi iki oldunuz
Zikre dalmış cümle varlık
Gül Muhammed diye diye
Söyler aşkın bülbülleri
Gel Muhammed diye diye
Ahir zaman kutlu Nebi
Gönlüm hazanına umut
Eksen ne fayda sevdiğim
Bunca kırıp parçaladın
Gülsen ne fayda sevdiğim
Yıllarca seni bekledim
Kara günde, kara gölge
Gezer senin ardın sıra
İlmek olsa aşk sicimin
Çözer senin ardın sıra
Dost görünen sahte yüzler
Pirler deminde bir garip yolcuyum
Yolumun üstüne kurulup durma
Ahmak elinde bir kuru odunum
Gam çeken telime, mızrabı vurma
Kör bakar görmez ki sefilin gözü
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!