Evlilik, iki kalbin omuz omuza taşıdığı en ağır sorumluluktur.
Hayatını dışarıdan gelecek beğeni ve yorumlara göre biçimlendirmek, evliliğe ihanettir.
Bir insan “Eşim ne hisseder?” sorusunu bir kenara atıp, “Takipçilerim ne der?” diye düşünmeye başladıysa, sadakatin yönü çoktan kaymıştır.
Gerçek bağlılık, ekran ışığına değil; yastığını paylaştığın, kalbini açtığın kişinin ışığına yönelmektir.
Evli insanın önceliği, sosyal medyadaki yabancıların düşünceleri olamaz.
Önceliği, evde onu bekleyen; güvenini paylaşan; kendisi için çaba gösteren, hayatını birlikte inşa etmeye cesaret etmiş eşi olmalıdır.
Takipçiler gelip geçer, gündem değişir, hesaplar kapanır…
Ama eşine hissettirdiklerin, kalbine bıraktığın iz, bir ömür boyu silinmez; geleceğinizi şekillendirir, veya tamamen yok da edebilir.
Eşinin hislerini hiçe sayıp, dışardaki övgü ve takdir peşine düşen, evdeki yalnızlığı kabul etmiştir.
Sadakat, gösterişli bir hareket değil; sessiz, derin ve sarsılmaz bir duruştur.
O duruşu ayakta tutan dışarıdaki alkışlar değil; içeride bir kişinin sana duyduğu derin güvendir.
Sosyal medyada binlerce beğeni toplamak, evde seni bekleyen eşinin gözündeki değerinden daha önemli olamaz.
Beğeniler geçicidir; sözler ve yorumlar uçar gider.
Ama eşine hissettirdiklerin, yaptıkların ve bıraktığın iz kalıcıdır.
Gerçek değer, ekranlarda değil, yastığın yanında, kalbinin karşısındadır.
Evlilik, oyun değildir.
Ev, sahne değildir.
Sadakat, gösteriş değildir.
Sadakat, birlikte yürümek, fırtınalarda birbirine yaslanmak, gecenin karanlığında aynı ışığı paylaşmaktır.
Ve bunu başaran, dünyanın tüm sahte ışıklarını geride bırakır; yanında gerçek bir hayat, gerçek bir güven ve sonsuz bir değer taşır.
Yazan
Korhan KÜLÇE
Kayıt Tarihi : 25.11.2025 23:32:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!