Sabret
Aşk bana diyor ki: sabret...
Güneşe ve aya hasret gözlerle bakacaksın sevdiceğine;
zifir karanlıkta renkleri unutmuşken,
gelincik denizindeki kırmızıyı görmüşçesine.
Küflense de umudun,
huzurun kokusunu süreceksin tenine.
Gelecek güzel günler adına,
ölmeden söylenecek son söz kadar bellekte kalacak
aşkın adına — sabret...
Ben diyorum ki Aşk’a: eyy aşk, sabret.
Sabret.
Kifayetsiz, kendinden geçmiş sarhoşluğunla;
akıtmadan göğsünün zehrini,
acını göstermeden — yani sakınarak,
sırtına alarak yalanların yükünü,
öperek öldürülen “sen”ler adına: sabret.
Konuşsan, sahra’da bir bulut ağlar;
güneşin kalbinden ankalar havalanır,
suları çekilir Dicle’nin.
Konuşsan, sana yazılmış her şey utanır;
yetim kalır ihanetin göğüs kafesi.
Sus Aşk, sus ve sabret.
Biri çıkacak,
birileri daha yanacak;
senin kırılan onurunu kurtarmak adına
bir Kerem’le Aslı daha çıkacak.
O gün ihanet bir kere daha sahipsiz kalacak.
Kayıt Tarihi : 18.6.2011 03:48:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)