Karanlık çekilirken sokaklardan yavaşça,
Gecenin yorgun soluğu sinmiş masalara.
Bir çay daha demlenir içten, sessizce,
Sabahçı kahvesinde başlar hayat, usulca…
Köşede oturur bir amca, gazetesi sararmış,
Sigarası elinde titrek, yüzü yıllarla barışmış.
Yan masada uykusuz bir işçi, gözleri uzak,
Gece vardiyasından çıkmış, dili suskun, yüzü ıslak.
İçeride çınlayan kaşık sesi her zamanki gibi,
Bir demlik umut dökülür bardaklara her biri.
Kimi derdiyle gelir, kimi hayaliyle gelir,
Kahveci bilir herkesi, ama kimseye bir şey demez,
Sadece gülümser, içten, eskisi gibi…
Bir radyo çalar arkada, kısık bir türküyle,
“Dağlar dağlar” der, yürek dağlanır gizlice.
Cam buğulu, dışarısı serin,
Ama içerde bir sıcaklık var;
Yalnızların, bekleyenlerin, kaybedenlerin…
Bir sabah daha başlar,
Bir umut daha doğar çayın dumanında.
Ve kahveci, her sabah yeniden kurar sahnesini
Kimi hayal, kimi hüzün, kimi kendini bırakır o masaya.
Sabahçı kahvesi…
Bir şehre açılan ilk kapıdır aslında…
Çünkü burada zaman durmaz ama ağır akar,
Gönül yorgunlukları bir bardakta azar azar dağılır.
Ve kim bilir kaç sessiz dua dökülür dudaktan,
Kaç göz yaşını saklar o buğulu camlar…AYGÜLZADE ✍🏻🎙️
Kayıt Tarihi : 24.6.2025 21:40:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!