SABAHÇI KAHVESİ
Soluk kirli sokak lambaları,
Yağmur çiseleri parlar arada,
Çiseden kaçan birkaç pervane..
Soluk lambaya nispet edercesine,
Tek ışıktı gecenin karanlığında,
Bir sabahçı kahvesi!
Camlı ahşap kapısı rüzgâra teslim,
Bir kanadı karton kaplı.
Yarı aralık kapısı viran
Girdim çaresiz, oturdum.
Mavi bir masaydı yarısı örtük,
Açık yeri kurt yeniği..
Çay dedim, bir çay bana,
Tezgâhın siperine sinmiş ocakçıya,
Ses etmedi, belli ki suskundu o da
Kim bilsin ki neydi derdi?
Su lekesi bardakla geldi çay,
Tekrar isteme der gibi baktı,
Bıraktı tek şekeri ıslak bardağı masaya atarcasına…
Zaten bozukluk ta bir çaylıktı,
Uyumasam dedim hemen,
Bir bakındım etrafa,
Yan masada yarım kalmış bir oyun,
Birkaçı yerde domino taşlarının,
Numarası yarısilik çoğunun...
Topladım özenle,
Uzun zamandır özenmedim bir düzene nedense.
Ütüsüzdü gömleğim yine
Saçlarım karışık, sakalım yarım,
Çayım da soğumuştu.
Kollarımı kavuşturdum masada,
Başımı bıraktım koluma çaresiz,
Uyumuşum sabah olmuş.
Metin Egeli
Kayıt Tarihi : 17.2.2019 19:37:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
OtuzBir Ağustos 2017

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!