omuzlarımda yükü uykusuz bir gecenin, sanki
yarış atlarının çiğnediği ezik hipodrom gibiyim.
yine de kıvamında bir yerde olabilme isteğim,
yine de yelkenim oluyor bu coşku, kuşlardaki,
ve yanıma koşuyor ‘lale devri yadigârı bir saki’.
ama benim isteğim şarap değil, bir kahve sadece,
bugünün siftahı köpüklü, sade bir türk kahvesi,
ki dinlendirsin bir nebze önümde koşan sesi
ve dokunurken yüreğim bilinmez bir bilince,
eleyeyim mazimi sık elekten dikkatle, ince ince.
ısıtır, söker umarım, korkuların sarkaçlarını,
bağrımın buzlu sağır suyunu eritir umarım,
bir fincan kahvenin kaç yıl hatırı var tanrım?
nerdeler o bir kahveye satanlar inançlarını,
kendi vücutlarına vuranlar kendi kırbaçlarını?
yağmura durmak kadar, korkunç kuraktan sonra,
zevklidir duymak can evinde kahvenin buğusunu,
hissetmek yudum yudum tadını ve eşsiz kokusunu…
bir başkalık yağmış gibi bildiğim tüm ağaçlara
bir başka başlıyorum bugün, ben bu başka bahara.
altımda bir bulut yastık, taze kahvem masamda
yorgunluğum buharlaştı, bir dal gibi zindeyim
ve ‘ne çıkar fincanımdan’ merakı içindeyim;
noel baba bekleyen bir çocuğum sanki şu anda,
kahve falına asla inanmasam, kanmasam da.
Kayıt Tarihi : 20.8.2011 12:12:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

'ALLAH'IN AYETLERİNİ AZ BİZ ÜCRET MUKABİLİNDE SATMAYIN!'
'ALLAH (CC) MÜ'MİNLERİN MALLARINI VE NEFİSLERİNİ CENNET MUKABİLİNDE SATIN ALMAK İSTİYOR..!'
Hayırlı Ramazanlar.
TÜM YORUMLAR (1)