Saat on bir kırk sekiz..

Akçay'da zaman
zeytin çekirdeği gibi
avucumda.

Deniz,
uzakta bir göz kırpımı
güneşin sarısı asfalta dökülmüş
ve ağustos böcekleri
metalik bir koro
görünmez tellerini titretiyor havanın.

Düşünceler
Kaz Dağları'nın zirvesinden bırakılmış
beyaz güvercinler gibi
süzülüyor.

Hiçbir yere acelesi olmayan
bir kedi
gölgeyi bir vatan gibi sahiplenmiş.

Her şey hem eski
hem şimdi.
Bu an
ne geçmişin tozu
ne geleceğin sisi.
Sadece var.

Tıpkı denize atılan bir taşın
çıkardığı ses gibi
gerçek.
Ve aklıma sen düşüyorsun canım
belki de sen fısıldıyorsun bu şiiri
denizin mavisinden
zeytinin yeşilinden
o anlık sessizlikten.

Akçay'da bu sabah
kelimeler topluyorum kaldırımlardan
sana getirmek için.
Al,
bu anın demidir
canım.
Tadına bak...

Hasan Belek
28 07 25
Akçay