I. Bölüm – Otogarın Sessizliği
Bir otogar düşün,
Gece yarısı lambaları titriyor,
Çay ocaklarından gelen buharın içinden
Eskimiş sesler geçiyor.
Rüzgar, bavulların arasında dolaşıyor sessizce,
Kim bilir hangi gidenin eteğine dolanmış
Hangi kalanla vedalaşmayı unutmuş.
Otobüslerin motorunda hâlâ bir yol kokusu var,
Dizlerinde sızısı olan anneler,
Çiçekli mendillerine yaslanmış yüzler,
Yarım kalmış bir gülüş
Koltuk aralarında düşmüş bir bilet parçası…
Hepsinin hikâyesini biliyor rüzgar,
Ama kimseye anlatmıyor.
II. Bölüm – Tren İstasyonunda Bir Gölge
Bir istasyonun bankında oturuyorsun,
Gidip gelmiş trenlerin raylarda bıraktığı
O uzun, ince yalnızlık var gözlerinde.
Yolcuların ayak sesleri yankılanıyor hâlâ,
Sıcak simit kokusu,
Ve boş bir gazetenin ucunda savrulan rüzgar.
Eski bir hoparlörden cızırtılı bir anons yükseliyor:
“Tren, bir başka şehre varmak üzere…”
Oysa sen hâlâ buradasın,
Bir elinde eski bir bavul,
Diğer elinde, gönderilmemiş bir mektup.
Kağıdın ucunda silinmiş bir isim,
Ve rüzgar
O ismi yeniden yazmak için esiyor avuçlarına.
III. Bölüm – Sinema Afişlerinin Gölgesinde
Şehrin eski bir sokağında yürüyorum,
Duvarda solmuş afişler:
Siyah-beyaz yüzlerde donmuş aşklar,
Kırık harflerle yazılmış filmlerin adları,
Hepsi bir zamanlar parlaktı,
Şimdi rüzgar onların da renklerini alıp götürmüş.
Bir köşe başında bir plakçı,
İçeriden yükselen cızırtılı bir şarkı,
Sanki rüzgarın sesiyle yarışıyor.
Kapının önünde,
Bir zamanlar çiçekli elbiseler giyen kadınlar durmuştu,
Şimdi sadece hatıraları kaldı.
IV. Bölüm – Çiçekli Mendiller ve Yarım Kalmış Mektuplar
Bir çiçekli mendil çıkıyor cebimden,
Senin gözyaşlarını saklayan renkler hâlâ canlı,
Ama kokusu gitmiş çoktan.
Bir de yarım kalmış mektup var elimde,
“Sevgilim…” diye başlayan,
Ama asla bitmeyen cümleleriyle
Bir ömrü susmuş kağıt.
Rüzgar,
O mektubun kenarlarını okşuyor,
Sanki bitmemiş sözcükleri tamamlamaya çalışıyor.
Ama kelimeler direniyor,
Çünkü bazı şeyler yarım kalmak için yazılır.
V. Bölüm – Rüzgarın Kitabı
Bütün şehirleri dolaşmış rüzgar,
Otogarların yalnızlığını,
Trenlerin telaşını,
Afişlerin sararmış renklerini,
Ve mendillerin sakladığı gözyaşlarını toplamış.
Şimdi önümde açıyor sayfalarını:
Bir sayfada sen varsın,
Bir sayfada ben.
İkimiz de eksik cümleler gibiyiz,
Ama rüzgar hâlâ yazmaya devam ediyor,
Bir gün tamamlanır umuduyla…
Ve ben biliyorum:
Ne kadar şehir dolaşsam,
Ne kadar istasyon beklesem,
Ne kadar mektup yarım kalsa,
Her şeyin sonunda,
Rüzgar yine aynı sesi fısıldayacak kulağıma:
“Bazı yollar hiçbir zaman varmaz.”
Kayıt Tarihi : 3.9.2025 08:53:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!