Rüzgârın elleri var mı?
Elinde gümüş tepsi, içinde,
İçinde bilmem kaçıncı bahar.
Kırmızı bir gül. Al, dedi rüzgâr tanrısı,
İflah olmaz yüreğine son bir gül.
Düş değil dokunabilecek kadar gerçekti
Bir deniz bekliyorduk. Duvara çarpıp ölmesi gibi
özgürlüğüne uçan bir kuşun. Anlamın
düğüm olduğu zamanlar. Bütün yaraları
denedim. Ağzımda kan tadı. Saklanacak
o su kıyısı uzakta. Dağıldım
yaşlandığım yol için. Hangi çağa gittiysem
Devamını Oku
özgürlüğüne uçan bir kuşun. Anlamın
düğüm olduğu zamanlar. Bütün yaraları
denedim. Ağzımda kan tadı. Saklanacak
o su kıyısı uzakta. Dağıldım
yaşlandığım yol için. Hangi çağa gittiysem