Rüzgârda Yazılmış Mektuplar - Mektup 4

Kaya Su
16

ŞİİR


4

TAKİPÇİ

Rüzgârda Yazılmış Mektuplar - Mektup 4

Merhaba.
Biliyorum, artık bu kelime sana da tanıdık geliyor. Belki de bu mektuplar artık sadece "merhaba" diyebilmek için yazılıyor.
Dördüncü defa yazıyorum ama ilk defa bir şeyleri unutarak yazıyorum. Evet unutarak, çünkü...hatırlamak yordu. Beklemek ise eksiltti. 'Unutarak yazmak...' belki de en dürüstü budur kelimelerin.
Biliyor musun, bazı günler ne yazacağımı bilmeden kalemi elime alıyorum. Sanki kalem, bana ne anlatmak istediğimi söyleyecekmiş gibi; o konuşacak, ben dinleyecekmişim gibi ama çoğu zaman sadece susuyoruz birlikte. İkimiz de aynı şeyi taşıyoruz belki: SÖYLENMEMİŞ BİR AĞIRLIĞI. Yine de yazıyorum. Çünkü bazı sessizlikler mektuplaştırılmalı. Çünkü bazı susuşlar, yazıya dökülünce biraz daha anlaşılır oluyor. Sen de öyle değil misin zaten? Anlatmadan anlaşılmak isteyen, uzakta ama içinde biri tarafından bilinsin isteyen.
Ben de öyleyim. Belki de bu yüzden, seninle hiç tanışmadan anlaşabildik.

Bugün rüzgâr başka esiyor. Daha içe dönük. Sanki artık taşıdığı notları başka bir yere daha derine götürmek istiyor. Artık rüzgâr mektubu cama bırakmıyor. Kalbine dokunmak istiyor.
Ne garip…; bazı kelimeler insanın içini yakmadan yazılamıyor ama aynı kelimeler, başka birinin yüreğine sessizce su serpiyor.
Belki sen de bazı geceler, hiç kimseye söylemeden bir pencere açıyorsundur ve sadece bir ses bekliyorsundur. Bir açıklama değil, bir anlam değil, sadece varlığını doğrulayacak bir fısıltı. İşte o yüzden buradayım. Sadece “evet, buradaydın” diyebilmek için.
Şunu söylemek istiyorum artık: Ben seni tanımıyorum, evet. Evet ama bu bilmemeyi o kadar sevdim ki; bilmemek, seni kendi yalnızlığımla sevebilmemi sağladı. Bir adın, bir yüzün, bir hikâyen olmadığında, sadece kalbinle kalıyorsun geriye... ve kalbin..., seni benden gizlemedi.

Bazı duygular isim istemiyor. Bu, kimi sevdiğini bilmeden sevmek gibi bir şey. Sadece içimde bir yer sana iyi geliyor ya da senin içinde bir yer bana iyi geliyor. Bazen sadece bu yeter.
Buralarda mevsim yine döngüsüne devam ediyor ve değişiyor. Rüzgâr yine neye kızdıysa belalalıyor benimle, dışarısı yine gri ama bu defa yağmur yok. Sanki gökyüzü, ağlamaktan vazgeçmiş gibi duruyor. Belki biz de öyleyiz; her şey içimizde olup bitiyor,
Suskunuz ama içimizde kalabalık bir ses var kimsenin duymadığı.
Ben bu mektubu bir son gibi değil, bir göç gibi bırakıyorum rüzgârın avuçlarına...
Ve bir kuş gibi uçacak yazdıklarım. Biliyorum ki uçarken kime konacağını ben bilemeyeceğim ama sen okuyorsan işte o zaman ben de uçmayı başarmışım demektir. Bazen insan sadece
bir yerlerde hâlâ iyi bir şeylerin var olduğunu bilmek ister. Bu mektuplar, o “bir şey” olabilirse ne mutlu bana...
Şimdi yine kalkacağım yerimden.
Pencere kenarına geçip bir kuş gözüyle bakacağım sokağa. Hâlâ sessiz ama içimde, rüzgâr biraz daha hafifliyor.
Bu defa mektubun sonuna ne bir nokta koyuyorum, ne de bir virgül. Sadece boş bir satır bırakıyorum. Satırı sen doldur istiyorum bir sözcükle, bir nefesle, belki de sadece bir iç geçirerek…

– Adı hâlâ eksik biri

Kaya Su
Kayıt Tarihi : 28.7.2025 12:00:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Bilinmeyen bir kişi için rüzgâra emanet edilmiş, geçmişin yükünü taşıyan sayfalar...

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!