Merhaba bu yazıyı okuyan kişi,
ya da hangi zamandaysan ona göre, hangi yönden esiyorsan öyle:
Belki kuzeydesin, belki de öğle güneşinin kavurucu sıcağında...
Ben buradayım; rüzgârla didişen bir sayfa, zamanı kırık bir saatin yanına emanet etmiş bir avuç cümle.
Biliyor musun, bazen yazmak dediğin şey, aslında bir anlaşma gibi. Ne yazan tam anlatır, ne okuyan tam anlar. Arada kalan boşluk, belki de mektubun en gerçek yeridir. Ben de sana işte o boşluğu bırakıyorum.
Rüzgâr, yine hayırsızlığını yapıp bu satırları sürükleyecek. Ama aynı zamanda bilge tarafıyla, belki de seni bana getirecek. Gelir misin peki?
Rüzgâr her zaman dağıtmaz; bazen unuttuğun bir kokuyu, eskimiş bir sesi, yıllar önce kırılmış bir bakışı da taşır. O yüzden ben de ona inat yazıyorum.
Tırnaklarınla yastığını parçaladın mı
Gözlerini tavana dikip
Düşündüğün oldu mu bütün gece
Ve bütün bir gün
Belki gelir ümidiyle bekledin mi hiç?




Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta