Rüzgâr, bir niyetin izi gibi sürünür gövdesiz yollarda
sessizlik çırpınır sesini ararken
zulüm göz kırpar geçmişime,
ve kelime, devrilen bir ışığın altında eğilir.
yolunu bulduğunu sanarak.
Bir deniz bekliyorduk. Duvara çarpıp ölmesi gibi
özgürlüğüne uçan bir kuşun. Anlamın
düğüm olduğu zamanlar. Bütün yaraları
denedim. Ağzımda kan tadı. Saklanacak
o su kıyısı uzakta. Dağıldım
yaşlandığım yol için. Hangi çağa gittiysem
Devamını Oku
özgürlüğüne uçan bir kuşun. Anlamın
düğüm olduğu zamanlar. Bütün yaraları
denedim. Ağzımda kan tadı. Saklanacak
o su kıyısı uzakta. Dağıldım
yaşlandığım yol için. Hangi çağa gittiysem
;Üç zaman, bir gölgeyle birleşti. Rüzgârın izinde, külün diriliğinde ve hiçliğin sessizliğinde yürüyenlere…”
Kelimenin devrildiği, zamanın küle dönüştüğü ve hiçliğin konuştuğu bir evren.
Rüzgâr yalnızca esmez; bir niyetin izini sürer.
Kül, geçmişin suskun çiçeğidir.
Hiçlik ise, varlığın en çıplak aynası.
Her dize, bir gövdesiz yolun kıvrımıdır;
her kelime, hakikatin boynuna yaslanmış bir gölgedir.
Sessizliğin sesiyle konuşanlar bilir.
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta